Kur artışının yaşanma ihtimalinin oldukça zayıf olduğunu vurgulayan Mahfi Eğilmez, Merkez Bankası’nın faizi biraz daha arttırması durumunda doların gerileyeceğini söyleyerek şunları söyledi:
“Enflasyon şuanda yüzde 70 olan seviyelerden yüzde 45’lere gerileyecekse kur buradan yukarı gitmeyecektir. Eğer Merkez Bankası, faizi biraz daha artırırsa dolar kuru 25’lere kadar gerileyebilir, buna hazır olmamızda fayda var. Kurun yukarı gitmesini hükümette zaten istemez. Kur yukarı gidince GSYH’miz düşüyor. Bu da Türkiye’yi uluslararası sıralamalarda 17.’likten 21.’liğe geriletiyor. Şu anki kur doğru bir kur mu? Olmayabilir. Ama göstergelere baktığımız zaman kur çok artacak gibi görünmüyor. Zaten son aylarda ve haftalarda gerilemeye başladı.”
Dünya’dan Birol Bozkurt’un haberine göre, Türkiye ekonomisindeki son gelişmeleri değerlendiren Dr. Mahfi Eğilmez, piyasa ekonomisinin gerekliliklerine dikkat çekerek, fiyat, faiz ve kur politikalarına müdahalenin olumsuz sonuçlarına işaret etti. Eğilmez, “Bir ülkede piyasa ekonomisi varsa, fiyatlara, faizlere veya kura müdahale etmemelisin. Ancak biz her şeye müdahale ediyoruz, kuru belirlemeye çalışıyoruz, fiyatları kontrol etmeye çalışıyoruz ve faizleri baskılıyoruz. Bu müdahaleler sonucunda karmaşık ve anlamsız sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu durumdan çıkmaya çalışıyoruz. Türkiye sürprizlerle dolu bir ülke, ama mevcut gidişatla kurun ne yukarı ne de aşağı hareket edeceği görülüyor. Kur, 30’larda sabit kalacak gibi görünüyor ve ihracatçılar bu duruma haklı olarak kızıyor” dedi.
Merkez Bankası’nın yüzde 5 enflasyon hedefine de eleştirilerde bulunan Eğilmez, “Merkez Bankası’nın enflasyon hedefi 20 yıldır yüzde 5, fakat bu hedefe bir kez bile yaklaşamadık. Merkez Bankası başkanı değişti ve yeni yönetim iyi niyetle geldi, umarım başarılı olurlar. Başkan, gerektiğinde para politikasını sıkılaştıracaklarını söylüyor. Daha fazla nasıl gerekebilir, anlamak zor. Daha önce para politikası kötüydü, ama bütçe iyi gidiyordu. Bu yıl ciddi bir çöküş görüyoruz, bütçe açığı yüzde 6’lara kadar çıktı. Nakit açığı ilk 4 ayda 807 milyar lira oldu, 2022’de bu rakam 170 milyar lira, 2023’te ise 670 milyar liraydı. Bu açıkları finanse etmek kolay değil. Köprü zamları ile başladık, ama bu süreç muhtemelen ciddi vergi artışları ile devam edecek” ifadelerini kullandı.
MB’nin faiz politikası hakkında da konuşan Eğilmez, “Yıl sonunda yüzde 4 büyüme bekleniyor, bu iyi bir büyüme oranı. İşsizlik oranı da yüzde 8.6 ile kötü değil. Ancak enflasyon çok ilginç bir şekilde yüzde 70’e ulaştı. Sokaktaki insan bu orana inanmıyor. ENAG’a göre ise enflasyon yüzde 124, ki bu daha gerçekçi. Buna rağmen Merkez Bankası faizi yüzde 50’lerde tutuyor. Bu faiz oranını savunmuyorum, çünkü gerçek enflasyon olan yüzde 124’lere çıkarırsak ekonomiyi çökertiriz. Faiz, Albert Einstein’ın dediği gibi, dünyadaki en büyük güçtür ve yanlış belirlenirse ekonomiyi batırabilir. Ancak faiz tek başına bir ülkeyi kurtarmaz, yapısal reformlar, hukukun üstünlüğü ve demokrasi gibi unsurların da olması gerekir” sözlerini sarf etti.
Eğilmez, Türkiye’nin neden batmadığı sorusuna ise şu cevabı verdi:
“Türkiye’de yastık altında inanılmaz bir varlık var. Dünya Altın Konseyi’ne göre Türkiye’de yastık altında 3.800 ton altın bulunuyor. Anadolu’da kadınlar kollarında ve boyunlarında mobil banka gibi altın taşıyorlar. ‘Verin ekonomiye kazandıralım’ diyoruz, ama vermiyorlar. Bu durum, ekonomimizin batmasını engelleyen önemli sebeplerden biri. Ayrıca, yurt dışı banka kasalarında 100-150 milyar dolar döviz var. İş adamlarının yurt dışındaki gizli paraları da var. Şirketler yurt dışında döviz bulunduruyor ve bu dövizi borç almış gibi gösteriyorlar. Bu yastık altındaki altın ve döviz rezervleri, batmamızı önleyen en önemli unsurlardan biri.”