Tupperware, Delaware mahkemesinde alınan kararla, 23.5 milyon dolar nakit ve 63 milyon dolar borç indirimi sağlayan bir anlaşma ile alacaklı bir grup yatırımcıya satıldı. Bu yatırımcılar arasında ünlü hedge fon yöneticileri Stonehill Capital Management ve Alden Global Capital da yer alıyor. Şirketin yeniden yapılandırılması, Tupperware’in sürdürülebilirliğini sağlamak için önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
ABD ÜRETİM ÜSSÜ KAPANIYOR
Tupperware’in ABD’deki son fabrikası olan Hemingway, Güney Carolina’daki tesisin kapanması, yaklaşık 150 işçinin işine son vermesi anlamına geliyor. 1976 yılında açılan bu tesis, 78 yıllık tarihinin önemli bir dönüm noktası oldu ve milyonlarca Tupperware ürünü üretti.
Tupperware, doğrudan satış sistemiyle tanınan bir marka olarak, dünya genelinde 300 bin temsilcisiyle geniş bir müşteri kitlesi oluşturdu. Bu temsilciler, Tupperware ürünlerini tanıtmak ve satmakta önemli bir rol oynuyor. Pandemi döneminde artan evde yemek yapma alışkanlıkları, geçici bir satış yükselişi sağlasa da bu durum, şirketin büyüyen borçlarını dengelemeye yetmedi.
Yeni Tupperware Co., ABD, Kanada, Meksika, Brezilya, Çin, Güney Kore, Hindistan ve Malezya gibi pazarlarda yoğunlaşarak küresel ölçekte genişlemeyi planlıyor. Şirket, Avrupa ve Asya pazarlarında da büyümeyi hedefliyor. Hisse fiyatlarının yıllar içinde büyük düşüş yaşamasıyla birlikte, 2013’te neredeyse 100 dolara kadar yükselen Tupperware hisseleri, iflas başvurusunun ardından 10 cent’in altına düştü. Yeni anlaşma ile Tupperware, borsadan çıkarak özel bir şirket haline gelecek.
Yeni sahiplerinin desteğiyle, Tupperware’in “start-up ruhu” ile yeniden canlanması bekleniyor. Şirket, geçmişteki başarılarını tekrar yakalayarak, yenilikçi ürünler ve satış stratejileri ile pazardaki yerini güçlendirmeyi hedefliyor. Tupperware için yeni bir dönem başlıyor!