“Kimse vergi vermek istemiyor, eğer kayıt dışılığı önlemek konusunda ciddiysek, ispat yükümlülüğünü devletten alıp vatandaşa yüklemeliyiz” diyen Şimşek, Avrupa’daki gibi bazı giderlerin vergiden düşürülebileceğini ama bunun bir zihniyet ve kültür meselesi olduğunu dile getirdi.
Örnek olarak, ekmekte en düşük KDV oranının olmasına rağmen fırıncıların fiş kesmediğini ve en çok vergi kaçağının bu alanda yaşandığını aktardı. Ayrıca, büyük şehirlerdeki yüksek değerli mülk alımlarında bile vergi beyanında bulunmayan vatandaşlardan ve lüks araç alımlarının denetimsizliğinden bahsederek, çapraz denetim olmadan etkili bir vergi modeli oluşturulamayacağını belirtti.
Konuya ilişkin örnekleri de paylaşan Bakan Şimşek şunları söyledi:
“Bir vatandaşımız büyükşehirlerden birinde 32 tane daire almış, bizde vergi kaydı yok. Hayatında hiç beyanname vermemiş. Yıl içinde 65 milyon liraya lüks araç alan binlerce vatandaşımız var. Çağırıyoruz, ‘izah et’ diyoruz ama izahları yok. ‘Bu parayı kazandığınızı kanıtla’ diyoruz kanıtlayamıyor. Çapraz denetim yapmadığımız müddetçe istediğimiz modeli uygulayamayız. Kredi kartı kullanımı olsun vergide indirim olsun bu konularda üzerimize düşen stratejiyi yapacağız.”
Şimşek, enflasyonla mücadelede vatandaşın dövize yönelmesinin en büyük sebebinin uzun yıllardır çift haneli enflasyon olduğunu vurguladı. “Vatandaşın enflasyondan korunmak için dövize, altına ya da faize yönelmesini suçlayamayız. Bu, enflasyonun bir sonucudur” dedi. Türkiye’nin dış borcunun yönetilebilir seviyede olduğunu belirten Şimşek, CDS primlerinin düşürülmesi gerektiğini söyledi ve cari açık probleminin katma değer artışıyla çözüleceğini dile getirdi.
Enerjide dışa bağımlılığı azaltmanın önemine dikkat çeken Bakan Şimşek, yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yaparak ithalatı azaltma hedeflerini anlattı. Ayrıca, tarım, sanayi ve hizmet sektörlerinde katma değerin artırılacağını, bu sayede daha fazla gelir elde edilip cari açığın kalıcı olarak çözüleceğini belirtti.