Japon devleri bir dönemler otomobil dünyasına adeta yön verirken günümüzde Güney Koreli ve Çinli üreticiler Japonların esamesini okutmuyor. Nissan özelinde duruma bakarsak, Nissan’ın en bilindik modellerinden olan GT-R 35, 2007 senesinde tanıtıldı ve bu yıl sonunda duracak olan üretimine kadar resmen aynı arabayı üretip sattı, ne eksik ne fazla. Benzer şeyleri çok daha kısa süreli yaptığında yuhalanan Alman üreticilerin aksine Japonlar, güncel teknolojik devrimleri yakalayamadılar aslında.
İngiliz tarafında da benzer şeyler oldu, örneğin Jaguar. Onlar da mevzuyu komple yanlış anlamışlar meğer. Böylelikle de ortaya JaGUar gibi ucube şeyler çıktı.
Sektörde birçok ilk’e imza atan Japonlara baktığımızda kendilerini geliştirmek ve trendleri takip etmek konusunda son yıllarda başarısız oldukları aşikar. Nissan, Honda, Mazda gibi üreticiler sürekli aynı şeyleri yapıp, aynı şeyin lacivertinin yarısını pembeye boyayarak tüketicilere sunarken diğer tarafta KIA, Hyundai gibi markalar EV6, Ioniq 5 gibi araçlarıyla ödül üstüne ödül alıyor.
Japonlar demişken, Mitsubishi’den haber alanınız oldu mu?
Hemen hemen tüm Japonlar aynı şeyi yapmış aslında bakarsanız. Toyota, Honda, Subaru ve Nissan’ın son 10 yılda yaptığı ve aman be ne teknolojiydi dediğiniz bir şey var mı bir düşünün. Hem iç tasarımı hem de dış tasarımı konusunda yapılan korkunç hataları saymıyorum bile. Subaru’nun günümüzde XV diye sattığı otomobilin teknolojisi 2010’larda kalmışken iç tasarımı olarak ise daha bile geriye göz kırptığı iddia edilebilir. Asıl soruya gelirsek, 2016 yılında rakibi Mitsubishi’yi batmaktan kurtaran Nissan’ı kim kurtaracak veya daha sonrasında onu kurtaranı kim kurtaracak…
Bu markalar özellikle de ABD ve Çin gibi pazarlardaki payları nedeniyle sadece batmayı geciktirdiler, düşünce yapılarını değil. Yıllar öncesinde yaptıkları başarılı mühendisliklerin sonucunda ortaya çıkan mermi işlemeyen dayanıklı, kullanıcı dostu motorlarının meyvesiyse bitmek üzere.