Katkı payı ya da gişe ücretinin her koşulda halkın cebinden çıktığını ifade eden Emek, “Eskiden ücretleri yılda bir defa, yıl başındaki kurlar üzerinden TL’ye çevirip bir yıl boyunca uygularlardı. Sonra kurlar çok hızlı artınca bunu 4 defaya çevirdiler. Sözleşmeye göre ücret çok yüksek olduğu için, millet ödemediği için Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ‘katkı payı’ olarak kendi cebinden ödüyor. Aslında işletmecinin eline geçen, sözleşme ücreti. Sonuçta paranın tamamını bizler ödüyoruz.” şeklinde konuştu.
Emek’in hesaplamalarına göre Osmangazi Köprüsü’nün sözleşmeye göre ücreti bin 865 TL, katkı payı 555 TL ve gişe ücreti bin 310 TL.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün sözleşmeye göre ücreti 200 TL, katkı payı 70 TL ve gişe ücreti 130 TL.
1975 Çanakkale Köprüsü’nün sözleşmeye göre ücreti 766 TL, katkı payı 585 TL ve gişe ücreti 181 TL.
Avrasya Tüneli’nin sözleşmeye göre ücreti 252 TL, katkı payı 156 TL ve gişe ücreti 96 TL.
KAYNAKLAR EĞİTİME DEĞİL MÜTEAHHİTLERE AKIYOR
Yolcu garantili projelerin maliyetini paylaşan Emek, okullardaki temizlik sorunlarını hatırlatarak, “Müteahhitlere aktarılanları görün istedim. Her tercih bir vazgeçiştir.” vurgusunu yaptı.
Yeni eğitim öğretim yılının başladığı 9 Eylül’den itibaren velilerin ve öğretmenlerin okullarda hijyenin sağlanamadığına ilişkin şikayetleri devam ediyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu yıl ilk kez uyguladığı İş Gücü Uyum Programı, okulda istihdam edilecek temizlik ve güvenlik personeli için yeterli olamamış, yükselen tepkilerin ardından Bakan Yusuf Tekin, 30 bin ilave personel istihdam edileceğini açıklamıştı.