Osamu Suzuki, Japonya’nın dar sokaklarına ve ihtiyaçlarına uygun, düşük yakıt tüketimli araçlarla otomotiv dünyasına adım attı. Ancak asıl büyük çıkışını Hindistan’da yaptı. 1 milyar nüfusa sahip Hindistan’da düşük maliyetli üretim stratejileriyle liderliği ele geçiren Suzuki, Hindistan otomotiv sektörünü bambaşka bir seviyeye taşıdı. Suzuki’nin araçları Japonya’dan Avrupa ve Amerika’ya kadar geniş bir pazarda kendine yer bulmuş, motosikletleriyle de küresel çapta ün kazanmıştır.
Osamu Suzuki’nin yaşam öyküsü, alışılmışın dışında detaylarla doludur. Asıl adı Osamu Matsuda olan iş insanı, Japonya’daki erkek varis eksikliği durumlarında sıkça görülen bir gelenek olan evlat edinme sayesinde eşinin soyadını alarak Suzuki adını taşıdı. Eski bir bankacı olan Suzuki, 1958’de büyükbabasının kurduğu şirkete katıldı ve 20 yıl içinde şirketin zirvesine çıktı.
1970’lerde Suzuki Motor, büyük bir mali krizle karşı karşıya kaldığında, rakibi Toyota ile anlaşarak yeni emisyon düzenlemelerine uygun motorlar temin etti ve şirketini iflastan kurtardı. 1979 yılında piyasaya sürdüğü Alto mini vagonuyla büyük bir çıkış yakalayan Suzuki, Vitara ve Jimny gibi efsanevi modelleriyle otomotiv dünyasında iz bıraktı.
Osamu Suzuki’nin cimriliği neredeyse bir efsane haline gelmişti. İş seyahatlerinde sürekli ekonomi sınıfını tercih eden Suzuki, şirket yöneticilerinin de aynı sınıfta uçmasını zorunlu tuttu. Rakiplerinin özel uçak kullandığı dönemde Honda tarafından hediye edilen uçağı reddetmesiyle dikkat çeken Suzuki, fabrikalarında klima maliyetini düşürmek için tavanları alçak inşa ettiriyordu. Lavabolarda küçük musluklar kullanımı gibi tasarruf odaklı detaylarla da tanınan Suzuki, iş disiplinine olan bağlılığıyla örnek bir lider olarak anıldı.