Alman otomobil üreticileri, yüksek enflasyon, enerji maliyetlerindeki artış, yavaşlayan ekonomik büyüme, Tesla ve Çinli markaların artan rekabetiyle zorlu bir süreçten geçiyor. Elektrikli araçlara geçiş süreci ise Almanya ve Avrupa Birliği’nde çeşitli düzenlemeler ve hammadde temini zorluklarıyla daha da karmaşık hale geliyor. Bu geçiş sürecinde Volkswagen gibi firmalar, batarya teknolojilerine büyük yatırımlar yaparken, yüksek maliyetlerle başa çıkmak zorunda kalıyor.
Volkswagen’in Almanya’daki bazı fabrikaları kapatma planının açıklanmasının ardından, işçi sendikaları ve iş konseyi bu karara sert tepki gösterdi. Sendikalar, fabrikaların kapatılmasının kabul edilemez olduğunu belirterek, iş güvencesinin korunması gerektiğini vurguladı. Geçen hafta başlayan görüşmelerde işçiler, pankartlar açarak Volkswagen yönetimini protesto etti. “Biz Volkswagen’iz, siz değilsiniz” ve “İş güvencesinden elinizi çekin” gibi sloganlarla yönetimi eleştiren çalışanlar, şirketin çifte standart uyguladığını öne sürdü. Ayrıca, Volkswagen’in kapatma kararına karşı, hisse oranı ve iş konseyinde oy hakkı bulunan Aşağı Saksonya eyaleti de karşı duruyor. Eyalet yönetimi, fabrikanın kapatılmasına karşı çıkarak istihdamın korunmasını talep ediyor.
Volkswagen’in tasarruf planları, Avrupa Komisyonu’nu da endişelendirdi. Eski AB Komisyonu Üyesi Thierry Breton, Volkswagen’in fabrika kapatma kararlarının Avrupa otomotiv sektöründe büyük bir tehdit oluşturduğunu dile getirerek, sektörün elektromobilite konusunda Avrupa’da müşterileri ikna etmekte zorlandığını ifade etti.
Volkswagen CEO’su Oliver Blume, iki yıl önce göreve geldikten sonra personel maliyetlerini 2026’ya kadar beşte bir oranında azaltma planını devreye sokmuştu. Ancak iki yılda sadece 3 milyar avro tasarruf yapılabilmesi nedeniyle, Blume daha fazla adım atma ihtiyacı hissetti ve bu doğrultuda şirketin iş güvencesi garantisini sona erdirerek fabrikaları kapatma kararını aldı.
200 MİLYAR EURO YATIRIM PLANI
PİYASADA FİYAT ARTIŞLARI
Son dönemde otomotiv sektöründe Çin ve ABD’den gelen yeniliklerin ardından, Alman otomobil üreticileri elektrikli araçlara yönelerek 200 milyar euroyu aşan yatırımlar yapmayı planlıyor. Alman ekonomisinde otomotiv sektörü büyük bir yer tutarken, bu sektör istihdamın yüzde 3’ünü ve ülkenin toplam katma değerinin yüzde 5’ini oluşturuyor. Almanya’da üretilen otomobillerin yüzde 70’i İngiltere, Fransa, İtalya, İspanya ve ABD’ye ihraç ediliyor. Ayrıca, son yıllarda Çin de Alman otomobil üreticileri için önemli bir pazar haline geldi.
Volkswagen, içten yanmalı motorlu araçlarının çoğunda fiyat artışına gitti. Şirketin bayilere gönderdiği bir yazıya göre, en büyük fiyat artışı yaklaşık 2 bin 500 euro ile Touareg modelinde gerçekleşti. En düşük artış ise 500 euro ile Taigo ve T-Cross modellerinde oldu. En çok satan modeller arasında yer alan Golf ve Tiguan’ın fiyatları ise 1100 euro civarında artırıldı.
Volkswagen’deki kriz, Alman hükümetinin elektrikli araçlara yönelik sübvansiyonları sona erdirmesi ve bataryalı araçlar için yeni vergi teşvikleri planlamasına dikkat çekti. Hükümet, yeşil dönüşüm çerçevesinde elektrikli araçların satın alınmasına yönelik vergi indirimleri üzerinde çalışmalar yürütüyor. Bu tasarıya göre, şirketler elektrikli araçların değerinin yüzde 40’ına kadar olan kısmını vergi faturalarından düşebilecek.