Dünyada bakır üretiminde milyon tonlar konuşulduğunu, Türkiye’deki üretimin ise bin tonlar olarak telaffuz edildiğini ifade eden Çetin Tecdelioğlu, Türkiye’nin bakır konusunda katma değer yaratmada biraz geride kaldığını belirtti. Tecdelioğlu, “İşte bu yüzden daha çok ürün işlememiz, ürünlerimizi daha fazla katma değerli hale getirmemiz gerekiyor. Ancak bakır zor bir metal. Diğer taraftan da bakır parasal olarak güçlü bir metal. Bakır üretimi çok zor bir işlem ve ülkemizde bakır üretimi yok denecek kadar az. İthalata dayalı olarak ihtiyaç karşılanıyor. Türkiye’nin yıllık ihtiyacı da 400 bin ile 500 bin ton arasında. Bu ithalata dayalı ham maddenin kolay ulaşılabilir olması, kolay bir şekilde elimizin altında olması ve en önemlisi bakırın stratejik maden statüsüne alınması için de ihracatçılar birliği olarak çalışmalar yürütüyoruz. Girişimlerimizi Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar ve tüm kurumlarımız nezdinde sürdürüyoruz. Bu girişimlerin sonucunda bu metale daha kolay ulaşılabilmesini ve en önemlisi de Londra Metal Borsası’na kote lojistik merkezlerin Türkiye’de açılmasını amaçlıyoruz. Artık son düzlüğe geldiğimize inanıyoruz.” diye konuştu.
Bakır olmadan otomotiv, beyaz eşya, makine, savunma sanayi gibi elektriğe bağlı tüm sektörlerin faaliyetlerine devam edemeyeceğini dile getiren Çetin Tecdelioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Onun için bakırımızı ciddi anlamda işleyeceğimiz, kendi ihtiyacımızı karşılayacağımız bir hale getirmemiz gerekiyor. Türkiye’de de arz güvenliği sorunu var. Alüminyum, bakır gibi ürünler olmadan üretim olmuyor. Eğer bu malzemeler Türkiye’de stratejik olarak kolay ulaşabilir olmazsa dünyada ya da ülkemizde yaşanacak sorunlarda işletmelerimizi devam ettiremeyiz. LME depoları ile arz güvenliği sorununu ortadan kaldırıp, milyarlarca dolarlık üretim ve ihracat gerçekleştiren tüm sektörlerin de ihtiyaçlarını garanti altına alacağız.”