Prof. Dr. Ege Yazgan, emekli maaşı alarak özel sektörde çalışan kişilerin, ücret piyasası üzerinde baskı oluşturduğunu ifade etti. Yazgan, “Birçok kişi hem emekli maaşı alıyor hem de özel sektörde çalışıyor. Bu durum, asgari ücret seviyesini aşağıya çekerek genel ücretleri baskılayan bir ortam yaratıyor. Bu tablo, gençlerin emek piyasasında daha zor şartlarla karşılaşmasına neden oluyor” dedi.
Yazgan, bu durumun özellikle gençler üzerinde olumsuz etkiler yarattığını belirtti. Gençlerin emek piyasasına düşük ücretlerle girdiğini ve ücretlerini yükseltme şanslarının çok sınırlı olduğunu dile getirerek, “Gençler, düşük ücretle başladıkları işlerde bir gelecek göremedikleri için umutsuzluğa kapılıyorlar” şeklinde konuştu.
Türkiye’de uzun yıllardır yüksek seyreden genç işsizliğe de değinen Yazgan, mevcut ekonomik koşulların gençlerin umutlarını kırdığını vurguladı. “Genç işsizliği zaten kronik bir sorun. Ancak şu anki düşük ücret politikaları ve genel ekonomik görünüm, gençlerin emek piyasasında kendilerine bir yer bulmasını daha da zorlaştırıyor. Bu, hem ekonomik hem de sosyal açıdan büyük bir risk oluşturuyor” dedi.
Yazgan, ücretlerin kalıcı şekilde iyileştirilebilmesi için ekonomide verimliliğin artırılması gerektiğinin altını çizdi. Bu hedefe ulaşmanın temel yolunun yatırımları teşvik etmekten geçtiğini belirten Yazgan, “Verimlilik artışı için özel sektör yatırımlarını canlandırmamız gerekiyor. Ancak, mevcut yüksek enflasyon ve faiz ortamı, özel sektörün yatırım yapma iştahını olumsuz etkiliyor” dedi.
Ekonomist, ücretlerin iyileşebilmesi ve yatırımların artması için öncelikli olarak enflasyonun kontrol altına alınması gerektiğini söyledi. “Enflasyonu düşürmeden yatırım ortamını iyileştirmek mümkün değil. Düşük enflasyon, dengelerin yerine oturmasını sağlayacak ve ardından verimlilik artışıyla ücretlere olumlu yansımalar görülebilecek” ifadelerini kullandı.