İstanbul’da dünyaya gelen Sibel Gözüyukarı Eyiler, başarılı bir iç mimar olarak kariyerine devam ederken, hayatının dönüm noktası babasının Kırıkkale gezisinden dönerken getirdiği sıvı tuz ile yaşandı. Babası, Kırıkkale’nin Delice bölgesinden getirdiği bu sıvı tuzları balkonlarında kurutarak tuza dönüştürmüştü. Sibel Eyiler, sıvının güneşte kristalleşerek tuz haline geldiğini görünce büyük bir şaşkınlık yaşadı ve babasına bu tuzu nereden bulduğunu sordu.
Babası, Kırıkkale’nin Delice bölgesindeki bembeyaz su kaynağından elde ettiği tuzu çuvallayıp piyasaya sürmeyi düşünüyordu. Ancak Sibel Eyiler, bu tuzun sağlık açısından değerini araştırmak istedi. Sağlıklı yaşamı benimseyen Eyiler, tuzun zararlı olduğuna dair önyargılarının aksine, medyada sağlıklı tuz tüketiminin önemine dair haberler görmeye başladı. Bu durum, onun tuzun sağlık üzerindeki etkilerini derinlemesine araştırmasına yol açtı.
Araştırmalar sonucunda, babasının getirdiği tuzun bir kaynak tuzu olduğunu ve bu tuzun dünya çapında nadir bulunan ve en kaliteli tuz çeşitlerinden biri olduğunu öğrendi. Kaynak tuzları, doğal mineraller bakımından zengin olup, birçok sağlık yararı sağladığı biliniyor. Sibel Gözüyukarı Eyiler, bu bilgileri ışığında, Delice tuzunu ticarete dökme kararı aldı ve sağlıklı tuzun tüketiciyle buluşmasını sağladı.
Sibel Gözüyukarı Eyiler’in girişimi, tuzun sağlıklı olabileceğini kanıtlayan bir örnek olarak dikkat çekiyor. Delice tuzu, yalnızca lezzet açısından değil, sağlık açısından da önemli faydalar sunarak tüketicilerin ilgisini çekiyor. Bu girişim, sağlıklı yaşam konusunda önyargıları kırma ve doğal ürünlerin değerini artırma konusunda önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.