Raporda, Türkiye’nin kredi notunun “B+”ya yükseltilmesinin, derecelendirilen şirketlerin notlarını olumlu etkilediği vurgulandı. Bu yükseltme sonrası, ihraççıların yüzde 40’ının kredi notlarının pozitif görünüme sahip olduğu belirtilerek, şirketlerin kredi görünümlerinin büyük ölçüde ülkenin genel kredi notuna bağlı olduğunun altı çizildi.
Türk şirketlerinin bu yıl stratejik büyüme projelerine yatırım yapmaya devam etmesinin beklendiği raporda, bu yatırımların yüksek faiz giderleri nedeniyle nakit akışını olumsuz etkileyebileceği uyarısında bulunuldu. Yatırımların getireceği yüksek maliyetlerin, şirketlerin nakit akışında zorluklara yol açabileceği kaydedildi.
Raporda ayrıca, Avrupa tahvil piyasasının bazı Türk şirketlerine yeniden açıldığına dikkat çekilerek, son tahvil ihraçlarının ihraççıların likidite tamponlarını artırmaya yardımcı olduğu belirtildi. Ancak, bu tahvillerin ortalama borç vade profillerinin nispeten kısa vadeli olduğu ifade edildi. Bu durumun, uzun vadeli finansal planlama açısından bazı zorluklar yaratabileceği vurgulandı.