Analize göre, gerçekleşen enflasyon ile hanehalkı enflasyon beklentileri arasında çift yönlü bir ilişki bulunuyor. Özellikle gıda ve akaryakıt gibi ürünlerdeki fiyat artışları, hanehalkının enflasyon beklentilerini yukarı çekerken, yüksek enflasyon beklentileri de gerçekleşen enflasyonun önemli bir belirleyicisi oluyor. Hanehalkı, yalnızca tüketici değil, aynı zamanda arz eden bir kesim olarak ev içi hizmetler, kuaförlük ve diğer bazı hizmetlerin fiyatlarını doğrudan belirleme gücüne sahip.
Bu çerçevede, analizde, “Hanehalkı enflasyon beklentisi ile gerçekleşen hizmet enflasyonu arasındaki ilişkide arz yönlü faktörler de etkili olabilir” ifadelerine yer verildi.
Analizde, 2020-2024 yılları arasında hanehalkı tarafından sunulan hizmetlerdeki fiyat artışlarının, genel Tüketici Fiyat Endeksi’ne (TÜFE) kıyasla yüzde 21, hizmet-TÜFE endeksine göre ise yüzde 11 daha yüksek gerçekleştiği aktarıldı. Bu durumun, hanehalkı enflasyon beklentilerindeki bozulmanın, hizmet fiyatlarına yansıdığını gösterdiği belirtildi.
Ekonometrik analiz sonuçlarına göre, hanehalkı ve piyasa enflasyon beklentisi arasındaki fark yüzde 10 arttığında, hanehalkının sunduğu hizmetlerde diğer tüm ürünlere kıyasla bir sonraki ay yüzde 0,42 puanlık bir artış yaşanıyor. Bu etkinin, ücret artış dönemleri dışındaki aylarda da devam ettiği vurgulandı.
Analizde, hanehalkı enflasyon beklentilerindeki iyileşmenin, hizmet fiyatlarındaki katılığı azaltarak dezenflasyon sürecine arz yönlü destek sağladığı ifade edildi. Bu bulgular, enflasyonla mücadelede beklentilerin iyileştirilmesinin yalnızca talep değil, aynı zamanda arz yönünden de kritik bir rol oynayabileceğini ortaya koyuyor.