Lihtenştayn, Avrupa’nın küçük prensliklerinden biri olarak dikkat çekiyor. Güçlü ekonomik performansı ve siyasi istikrarı ile tanınan bu ülke, dünya genelinde kişi başına düşen milli gelir açısından üst sıralarda yer alıyor. 2023 itibarıyla Lihtenştayn’ın kişi başına düşen milli geliri yaklaşık 165 bin dolar seviyesindedir.
Lihtenştayn, yaklaşık 38 bin kişilik nüfusuyla sadece 160 kilometrekarelik bir alana sahiptir. Neredeyse hiç ulusal borcu olmayan bu ülke, düşük vergi oranları ve güçlü finans sektörü ile dikkat çekiyor. Sanayi ve yüksek teknoloji alanlarında da büyük ekonomik faaliyetler gösteren Lihtenştayn, nüfusunun yaklaşık üçte birinin milyoner olmasıyla biliniyor.
1867’de Rus İmparatorluğu tarafından Alaska’nın Lihtenştayn’a teklif edilmesine rağmen, o dönemde ülke ekonomik olarak zayıftı. Ancak, 19. yüzyılın ortalarında gerçekleştirilen vergi reformları sayesinde vergi oranları neredeyse sıfıra indirildi. Bu durum, yabancı yatırımcıları çekerek büyük bir ekonomik dönüşüme yol açtı.
Lihtenştayn, 1719 yılında bağımsız bir prenslik olarak kuruldu ve anayasal monarşi ile yönetilmektedir. Günümüzde ülkenin başkanı Prens Hans-Adam II’dir. Lihtenştayn, tarih boyunca tarafsızlık politikasını sürdürerek uluslararası çatışmalardan büyük ölçüde etkilenmemiştir. Bu tutum, ülkenin siyasi istikrarını sağlamış ve hem iç hem de dış politika açısından güçlü bir zemin oluşturmuştur.
Her iki Dünya Savaşı’ndan da sağ çıkan Lihtenştayn, 1995 yılında Avrupa Serbest Ticaret Bölgesi’ne (EFTA) katıldı. Bu adım, finansal sektörde büyük bir patlamaya ve hükümete bol miktarda nakit sağlamış, 1999’da 16 milyon dolar bütçe fazlası vermesine olanak tanımıştır. İsviçre ile gümrük birliği içinde olmasına rağmen, bağımsızlığını artırarak kendi telefon kodunu almış ve ekonomik olarak büyük bir başarıya ulaşmıştır.