AKP hükümetlerinin iktidara gelmesiyle başlayan serbestleşme çalışmalarından bahseden Uraloğlu, bu sürecin ardından yavaş yavaş demir yolu taşımacılığında Türkiye’nin ilk özel sektör şirketlerini görmeye başladıklarını anlattı.
Uraloğlu, Pasifik Eurasia’nın Türkiye’nin üçüncü ve ilk uluslararası yük taşımacılığı yapan demir yolu tren işletmecisi sertifikası alarak sektörün gelişimi için önemli bir mihenk taşı olduğunu bildirdi.
Bakan Uraloğlu, “İstanbul- Budapeşte parkurunda faaliyet gösterecek ihracat treni Türkiye parkurunda 278 kilometre, Bulgaristan parkurunda 406 kilometre, Romanya parkurunda 634 kilometre, Macaristan parkurunda da 231 kilometre olmak üzere toplam 1549 kilometre yol kat edecek. Bu seyahatini ise 4 günde tamamlayacak.” diye konuştu.
Şirketin taşıyacağı yüklerden bahseden Uraloğlu, “Bu tren hattında faaliyetlerine başlayan Pasifik Eurasia bundan sonra aylık 60, yıllık 600 trenle, 22 bin tıra eşdeğer 600 milyon euro değerinde 750 bin ton ihracat yükü taşımayı planlıyor.” bilgisini verdi.
Bakan Uraloğlu, AKP hükümetleri öncesi neredeyse yarım yüzyıl boyunca unutulan bir demir yolu sektörü olduğunu belirterek, sektörün serbestleşmeye açılabilmesi için aşılan hukuki engellerden bahsetti.
Bu noktada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde demir yollarını devlet politikası olarak ele aldıklarını ve öncelikli sektör olarak belirlediklerini dile getiren Uraloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
2003 yılında yaklaşık 11 bin kilometre olan demir yolu uzunluğumuza 2 bin 250 kilometresi YHT ve hızlı tren hattı olmak üzere yaklaşık 3 bin kilometre ekledik. 13 bin 919 kilometreye yükselttik. Asya ile Avrupa kıtaları arasında en kısa, en güvenli, en ekonomik ve iklimi en elverişli demir yolu koridoru olarak değerlendirilen İpek Demiryolu projesinin hayata geçmesi de en çok önem verdiğimiz uluslararası işlerin başında geliyor. Yüzyıllar önce ipekböceklerinden elde edilen ipek iplikleri, Çin’den Avrupa’ya uzanan İpek Yolu’nun en değerli yüküydü. Şimdi ise bu tarihi yolda ipek yerine konteynerler taşınıyor. Bu konteynerlerin içinde ise sadece tüketim malları değil, yeni bir dünya düzeninin inşası için gerekli olan ham maddeler, hatta yeni umutlar bulunuyor.”