IMF’den en fazla borç alan ülkeler, genellikle ciddi ekonomik sorunlarla boğuşan devletlerdir. Yüksek enflasyon, döviz rezervlerinin yetersizliği ve ekonomik istikrarsızlık gibi problemler, bu ülkelerin IMF’ye başvurmasına neden olmaktadır. Bu ülkeler, IMF’nin sağladığı kredilerle mali dengelerini sağlamaya çalışırken, aynı zamanda bu süreçte sıkı mali politikalar uygulamak zorunda kalmaktadırlar. IMF’nin desteği, bu ülkelerin ekonomik krizlerden çıkış yolunu bulmasına yardımcı olsa da, genellikle beraberinde ciddi ekonomik reformlar ve zorluklar getirmektedir.
IMF’ye en fazla borcu olan ülke Arjantin olarak öne çıkıyor ve 30 milyar dolarlık borcuyla listenin zirvesinde yer alıyor. Arjantin’i 10,8 milyar dolar borçla Mısır ve 9 milyar dolarla Ukrayna takip etmektedir. Bu ülkeler, ekonomik krizlerden çıkabilmek için IMF’ye büyük miktarda borçlanmak zorunda kalmışlardır. Ancak bu borçlanmalar, genellikle uzun vadede geri ödeme zorlukları ve daha fazla ekonomik baskı getirebilmektedir.
Türkiye’nin şu an IMF’ye herhangi bir borcu bulunmamaktadır. Türkiye, IMF’ye olan son borcunu 14 Mayıs 2013 tarihinde ödemiş ve o tarihten bu yana IMF ile herhangi bir borç ilişkisinde bulunmamıştır. Bu, Türkiye’nin ekonomik bağımsızlık ve kendi finansal politikalarını yönetme kabiliyetini güçlendiren önemli bir dönüm noktası olarak görülmüştür. Ancak, geçmişte IMF’den alınan krediler, Türkiye’nin ekonomik krizlerle mücadele ettiği dönemlerde önemli bir kaynak olmuştur.
IMF’ye borcu olan ülkeler arasında sıralamada 40. sırada yer alan Afganistan’dan 30 milyar dolarla zirvede olan Arjantin’e kadar geniş bir yelpaze bulunmaktadır. Her ülkenin borç miktarı, ekonomik yapısına, krizlerin boyutuna ve IMF’den sağlanan kredi anlaşmalarına göre değişiklik göstermektedir. Bu borçlar, genellikle ekonomik krizlerin aşılması için alınan krediler olsa da, ülkelerin ekonomik yapıları üzerinde uzun vadeli etkiler yaratabilmektedir.