2023’te 192 milyon dolara ulaşan sofralık zeytin ihracatı, 2024’ün ilk sekiz ayında 135 milyon dolara yaklaştı. Bu artış, üretimin geneli için olumlu bir tablo oluştursa da üreticiler, ürünlerini hak ettikleri fiyatlarla satamadıklarından yakınıyor. Marmarabirlik’in 2023 yılında 125 TL olan 180 tanelik zeytin alım fiyatları, 2024 yılında da değişmedi. Diğer alımcı şirketler ve ihracatçılar da düşük fiyat politikaları uyguluyor.
Rekoltenin yüksek olması nedeniyle maliyetlerin düştüğü dile getiriliyor. Ancak bu durum, üreticinin emeğinin karşılığını alamamasına sebep oluyor. 2024 yılında zeytin üretiminin 3,6 milyon tona ulaşması ve bunun %68’inin yağlık zeytin olarak kullanılması bekleniyor. Buna rağmen, zeytinyağı fiyatlarındaki %59’luk artış, hem üreticiyi hem de tüketiciyi zor duruma sokuyor.
19 Temmuz 2023 tarihli Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) kararnamesi ile zeytinyağı ihracatına ek vergiler getirilmiş, 1 Ağustos 2023 tarihinde ise Ticaret Bakanlığı tarafından dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına yasak konmuştu. Bu yasak, üreticiler ve ihracatçılar tarafından yoğun tepkilere neden oldu. Sonunda, 1 Kasım 2024 tarihine kadar 50 bin tonluk kota ile ihracata izin verildi ve ek vergi de kaldırıldı. Ancak bu düzenlemelerin getirdiği belirsizlik, sektördeki dengesizliği derinleştirdi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB), ekim ayında yaptığı açıklamada zeytinyağı fiyatlarının bir yıl içinde %59 arttığını belirtti. Buna karşın, üreticilerin zeytin satış fiyatlarında artış olmaması, akıllara şu soruyu getiriyor: Bu fark nereden kaynaklanıyor? Alımcı şirketlerin ve ihracatçıların kâr marjlarını koruma kaygısı, hem üreticiyi hem de tüketiciyi etkiliyor.