Çocukluğunda ip almanın lüks olduğunu ve evde olan eski kazakları söküp o iplerle örgü yaptığını söyleyen Çalgı, “Örgüyü çocukluğumdan beri yaparım. Başladığımda ilkokula gidiyordum. 8-9 yaşlarındaydım. O zaman bu kadar çok ip yoktu ve yeni ip almak lükstü. Eski kazakları falan sökerdim, o iplerle kendim başka şeyler örerdim. Ablam kendine çeyiz yapardı, ondan kalan atılacak ipleri de ben alırdım. El bezi, kazak falan örerdim. O şekilde örgüye başladım. Sonra kızlarıma, komşularıma örmeye başladım. Çeşitli örgü kurslarına gittim, kendimi daha çok geliştirdim” dedi.
Örgüleri evden ve haftada bir stantlara çıkıp sattığını belirten Fadime Çalgı, şu ifadeleri kullandı;“Çok fazla örmeye başladım, bari satıp malzeme paramı çıkarayım diye düşündüm. Satışa önce evde başladım, sonra stantlarda kadınların sattığını gördüm. Stantlarda satmaya başladım. Çevremdekiler kurs açmamı istiyor, imkânım olsa kurs açmak istiyorum. Öğretmeye de meraklıyım. Destek olan olmadığı için kurs açamıyorum. Her şey örüyorum, belli bir sınır yok. Çanta, şapka, kazak, lif ne istenirse onu yapıyorum. İnterneti çok beceremediğim için oradan satış yapmadım. Evden ve stanttan satış yapıyorum. Haftada bir gün bu şekilde stantlarda satış yapıyorum. Örgüden kazandığım para ile de kızlarımı okuttum. Onlara da bu şekilde destek olmaya çalıştım. Elimden geldiğince hâlâ destek olmaya çalışıyorum.”
Kaynak: İHA