‘‘Bu çadırda hem hayata tutunmaya hem de ders çalışmaya çalışıyorum’’

‘‘Bu çadırda hem hayata tutunmaya hem de ders çalışmaya çalışıyorum’’

Deprem bölgesindeki dershaneleri aradığımızda, çoğunun depremde yıkıldığını öğreniyoruz. Ancak yine de Adıyaman, Gaziantep ve Kahramanmaraş’ta toplamda 13 dershaneyi aradık. En düşük yıllık fiyat ortalaması 45 bin TL… En yüksek 55 bin TL.

6 Şubat’taki depremlerden yukarıdaki şehirlere göre nispeten az etkilenmiş bu üç şehirde de dershane fiyatları hemen hemen aynı. Duyduğumuz en düşük fiyat 30 bin TL. En yüksek 45 bin TL ancak genel ortalama bakıldığında 40 bin TL olarak söylenebilir.

Depremden bölgesiyle alakası olmayan Denizli, Antalya ve Manisa’daki dershaneleri öğrenci velisi gibi aradığımızda aldığımız en yüksek fiyat 50 TL oldu. En düşük 45 bin TL.

Türkiye’deki ekonomik krizi ve depremin etkilerini düşünüldüğünde dershane fiyatlarının depremzede bir aile için oldukça yüksek fiyatlarda olduğunu görüyoruz. Bu yıl üniversite sınavına girmeye hazırlanan depremzede bir genç olan Ali T., ailesiyle birlikte Adıyaman’da ve hala bir çadırda kalıyorlar.

Depremin korkusunu üzerinden atamadığını söyleyen Ali, ders çalışmak için test kitabı bulmakta zorlandığını anlatıyor. Kendisine ne gibi zorluklar yaşadığını sorduğumuzda aldığımız cevabı kendisinden dinleyelim: ‘‘Hala bir konteynıra geçemedik. Geçebilsek daha rahat derslerime odaklanabilirdim. Ailecek kaldığımız çadırda, bu sıcakta ders çalışamıyorum. Genelde geceleri çalışmaya çalışıyorum. Bu çadırda hem hayata tutunmaya çalışmak, hem de ders çalışmak çok zor ama mücadele ediyorum. Umarım sınavı hazırlayanlar depremzede öğrencilerin bu zorlu şartlarını göz önünde bulundurur ve diğer öğrencilerle aynı kefeye koymaz bizi.’’

Zeynep M., ise Hatay’da üniversite sınavına hazırlanan bir genç. Zeynep, depremzede öğrencilere verilen desteğin çok yetersiz olduğunu söylüyor: ‘‘Adım Zeynep, Hatay’da yaşıyorum. Bu sene üniversite sınavına girdim. Deprem nedeniyle ders çalışma ortamımız çok kötü. Arkadaşlarımın çoğunun evleri yıkıldı. Çadırlarda çalışma ortamı yaratmaya çalıştılar ama olmadı. Çünkü bir çadırda 6-7 kişi belki daha fazla kalınıyordu. Onlar için, herkes için çok zor oldu. Burada gönüllü öğretmenler ile beraber çadır okulu kurduk ama birkaç branş hocası vardı sadece. Çok az verim aldık. Depremzede öğrencilerin eğitimlerinin daha iyi bir şekilde planlanması gerekiyordu. 4 aylık bir eğitim kaybımız var. Onların telafilerini yapmaları gerekiyordu ya da sınavı biraz ileri tarihlere atabilirlerdi. Hem deprem psikolojisi hem de sınav stresi bir öğrenci için çok zor. Depremzede öğrencilere hiç anlayış göstermediler. Ek kontenjan verdiler ama az sayıda verdiler. İyi bir puan alınmamışsa o ek kontenjanın ne anlamı kalır ki?’’

Exit mobile version