Açılış konuşmasını yapan Yeryüzü Çocukları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Betül Zağlı Topal “Milliyet, din, dil, ırk fark etmeksizin tüm çocukları korumak ve gözetmek toplumun asli sorumluluğudur. Narin, Sıla, Gina, Ahmed, Abdullatif ve şiddete, istismara kurban gitmiş tüm çocuklarımız adına adaletin sağlanmasını, sokakların güvenilir hale getirilmesini talep ediyoruz. Ahlaki yozlaşmanın, kötülüğün, ötekileştirmenin çocuklarımıza yönelmesini toplumun çöküşünün çığlığı olarak görüyoruz. Sosyal medyada ve çeşitli kitle iletişim mecralarında toplumsal ayrımcılığa yönelik ifadeler kullananların da çocuklara karşı işlenen suçların fitilini ateşlediklerini biliyoruz. Adaleti sağlayacak mercilerden beklentimiz, toplum içinde öfke ve ayrımcılık tohumları ekenlere de caydırıcı yaptırımların uygulanmasıdır” dedi.
Açılış konuşmasından sonra söz alan Uluslararası Mülteci Hakları Derneği Başkanı Av. Abdullah Resul Demir “Kamu barışına karşı suçlar arasında yer alan TCK m.216 kapsamına giren ve bugüne kadar defalarca açıkça işlenen bu eylemler bugün toplumda yabancılara karşı işlenen suçların cezasız kalacağı algısını oluşturmuştur. Toplumun dezavantajlı gruplarına yönelen bu şiddetin derhal ve kesin bir şekilde durdurulması gerekmektedir. Yargının ve İdarecilerin yaşanan bunca olay karşısında sessiz kalmış olması kötülerin seslerini daha gür çıkarmasını sağlamıştır” şeklinde konuştu.
Söz alan, Yeryüzü Avukatlar Derneği Başkanı Av. Enes Kafadar düzeni ve güvenliği korunması gerekir diyerek “Bilindiği üzere infaz hukukunun en önemli amacı, suçluların topluma kazandırılması ve ıslahıdır ancak suçluların topluma kazandırılmasına yönelik düzenlemeler hiçbir şekilde cezaların caydırıcılığını ortadan kaldırmamalıdır. Her vaka açısından ayrı ayrı değerlendirmesi ve incelenmesi gerekse de, şunu söyleyebiliriz bugün Türkiye’de 5 yıldan az hapis cezasına çarptırılan suçluların, hapis cezası infaz edilmemektedir. Netice itibariyle kamu düzeni ve güvenliği korunması amacıyla suçluların topluma geri kazandırılması yönündeki ilkeyle cezaların caydırıcılığı arasında adil bir denge kurulması gerekir” ifadelerinde bulundu.
Son olarak söz alan İHH İnsani Yardım Vakfı Mütevelli Heyeti Üyesi Av. Uğur Yıldırım “Meslektaşlarımın ifade ettiği gibi Türkiye’deki infaz ve adalet sisteminden kaynaklanan, kanuni karşılığı olmasına rağmen uygulanmayan ceza hukuku veya düzgün yürütülmeyen soruşturmalar ve diğer koşullar nedeniyle, maalesef yapanın yanına kar kaldığı bir sistem. Özellikle mağdurları dinlediğimiz zaman vandallar olarak diyebileceğimiz, toplumda suça meyilli insanların, en fazla yabancıları, göçmenleri hedef aldığını görüyoruz. Onlar toplumun en zayıf kesimi, zalimliklerini, zulümlerini suç işlemelerine sesini çıkartamayacak çocuklara yönlendirmeyi bir adet haline getirdiler” dedi.
Basın toplantısı sona ererken basın mensuplarından gelen, “Mülteci çocuklarının eğitim haklarından mahrum kalmaması için ne yapmalıyız?” sorusuna cevap veren Yeryüzü Çocukları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Av. Betül Zağlı Topal “Derneğimizin kuruluşu ile bu soru o kadar ilgili ki, biz bu çocukların eğitim hayatına doğru şekilde adapte edemediğimiz zaman, çocuk koruma sisteminin dışında kalıyor. Eğer bu çocuklar okula gidebilseydi belki bu kadar şiddetli ayrımcılığı maruz kalmayacaklardı. Artan ırkçılığın çocuklara kadar inmesi ciddi bir tehlike oluşturuyor. Bugünlerde ekilen bu ırkçılık tohumlarının büyümesi gelecekte toplumsal bir infiale yol açacaktır” şeklinde konuştu.