Bal üretiminin kritik öneme sahip olduğu illerimizden birisi olan Mersin, havaların ısınmasıyla üretime başladı. Çiçek mevsiminin açılmasıyla milyonlarca işçi arı kovanlarına polen taşımak üzere çalışmaya başladı. Arıların polen mesaisiyle bal ve polen üretimleri de dikkat çekti. Gram gram toplanan polenler geçtiğimiz sene 150 ton civarında hasat edilirken, yeni yılda hedef 200 ton olarak belirtildi.
Aile işi olarak arıcılık yapan Celal Çay, geçmişten geleceğe kadar bu mesleği yaptıklarının altını çizdi. Mersin’de her yıl polen hasadı yaptıklarını söyleyerek, heyecanla beklediklerini vurguladı. Piyasada talep gördüğünü, özellikle sporcular ve çocuklu ailelerin tükettiğini de belirtti.
Polendeki protein oranının yüksek olduğunu belirten Çay, “Sağlık açısından çok faydası var. Birçok mineral vitamin içerdiği için vücuda destek oluyor. İnsanlar da bunun faydasını öğrendi, bizden talep ediyor. Biz de iklimin el verdiğince arılarımızın gücüne bağlı olarak poleni her yıl üretiyoruz, tüketicilerimize sunuyoruz. Mersinli arıcılar olarak altın değerindeki polenin hasadına başladık” sözlerini kullandı.
Bahar yağmurlarına dikkat çeken Çay, çiçekleri suladığını ve iyi yağdığından bahsetti. Çiçeklerin güzel polen salgıladığını, arıların ise kovanlara getirdiğini söyledi. Arılardan memnun olduğunu belirterek, sezon sonuna tonlarca polen üretmeyi hedefliyor. Sıfır rakımda üretilen polen hasadına başladığını belirten Çay, Haziran ayında Eğriçayır yaylasında son verileceğini belirtti.
Arıcıların polen hasadına başladığını söyleyen Mersin Avcılar Birliği Başkanı Adem Kurt, “Bizim polen hasadı ile başlayan yolculuğumuz narenciye balı, daha sonra sandal ve kırbalı hasadı ile devam edecek. Mersin’de altın değerinde polen ve balları üreten yaklaşık 4 bin arıcımız var. Bol üretimli bir sezon olmasını bekliyoruz. Bu sene bahar yağışları iyiydi. Geçen sene yaklaşık 150 ton civarına polen hasadımız oldu. Bu yıl bu rakamın 200 ton civarında olmasını bekliyoruz. Arıcılık yolculuğumuz sıfır rakımda polen hasadı ile başlıyor, bu durum mevsimine göre doğadaki çiçeklerin açmasıyla önce bin, sonra 2 bin ardından da 3 bin rakıma kadar gidiyor. Sıfır rakımdan Toroslara, Eğriçayır yaylalarına kadar uzanıyor” sözlerini kullandı.