Çam Limanı’nda toplanan adalılar kaymakamlığın kararını protesto etti.
Evrensel’de yer alan habere göre protesto eyleminde açıklama yapan Heybeliada sakinlerinden Yazar Orhan Silier, söz konusu alanın 1924 yılı sonrasında Heybeliada Sanatoryumu’nca kullanılan bir sahil şeridi olduğunu ve Sanatoryum’un kapatılmasından sonra sahipsiz kaldığını ve adım adım büyük bölümü çeşitli yasa dışı tahsislerle halka kapatıldığını hatırlattı.
Silier, Heybeliada Sanatoryumu’nun Diyanet İşleri Başkanlığı’na tahsisi işleminin bir dava ile kesin olarak iptal edilmesi sürecinde, sehven ve idari mülahazalarla dava kapsamı dışında kalmış olan bu alanın şimdi, hukuki bir boşluktan yararlanılarak, tam bir oldu-bitti ile, halka kapatılmak istendiğini belirtti.
Öte yandan Heybeliada Mahalle Meclisi Girişimi tarafından yapılan açıklamada “Heybeliada Sanatoryumu Davasında görevli mahkemenin aldığı iptal kararı ortada, Çam limanı bunun dışında kalamaz!” denildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Heybeliada Sanatoryumu arazisi ve 100 yıldır bu arazinin doğal parçası olan Çam limanı Koyu, haksız hukuksuz tahsislerle başka bir amaçla kullanılamaz. Davada yanlışlıkla dışarıda bırakılan bir parsele ait işlevlendirme geçerli olamaz!
Heybeliada kıyıları mafyaya, tarikatlara, ilgisiz kurumlara peşkeş çekilemez!
Çam limanı’nın ilgisiz bir makama tahsis edilmesi hukuka, anayasa ve yasaların “kıyılar halkındır, özelleştirilemez!” diyen temel hükmüne aykırı olduğu gibi akla, vicdana da aykırıdır.
Bu karar ve idari işleme sessiz kalınması durumunda Heybeliada’da denizden yararlanılan son bir mekan da halka kapatılmış olacaktır. Kaynağını anayasadan, yasalardan almayan, tersine bunları ihlal eden, yok sayan hiçbir idari karar yasal değildir, keyfidir.