Kestane hasadında erkekler çırpıcı ve taşıyıcı, kadınlar ise toplayıcı olarak görev alıyor. Sabah erken saatlerden itibaren işe başlayan işçiler, akşam saatlerine kadar hummalı bir çalışma sürdürüyor. Zahmetli ve yorucu bir iş olduğu için işçilere, tarla sahipleri tarafından özel ve kalorili yemekler sunuluyor. Kestane işçiliği, diğer işlerden daha pahalı bir yevmiye sunarken, bu işi bilenler için daha kolay olduğunu ifade ediyor.
Kestane üreticisi Metin Yağcı, hasat döneminin on gün önce başladığını belirterek, “Son dönem yağışlar ağaçların beslenmesini sağladı ve bu yıl hasat erken geldi. Kestane hemen olgunlaşan bir ürün değil; önce ağaçtan düşürülmesi gerekiyor. Daha sonra, ‘gömü’ dediğimiz yerde bekletiliyor. Kabuğun nemli havada çürümemesi için bu süreç önemli” dedi.
Kestanenin lezzetinin yanı sıra besleyici özelliklerine de değinen Yağcı, “Kestane, insanı tok tutar ve vitamin açısından zengindir. 4-5 kestane, bir kişinin karnını doyurabilir” şeklinde konuştu.
Rekolte ve fiyatlar hakkında bilgi veren Yağcı, bu yıl rekoltenin yüksek olmasına rağmen geçen yılki fiyatların tekrar elde edilmesinin zor olduğunu belirtti. Geçen yıl 160 liraya kadar satılan kestanenin bu sene daha düşük fiyatlarla piyasaya sürülmesi bekleniyor.