Kahve sevgisinin nedeni meğer atalarımızmış! Bilimsel araştırmadan çarpıcı sonuçlar

Kahve sevgisinin nedeni meğer atalarımızmış! Bilimsel araştırmadan çarpıcı sonuçlar

Kahve, içerdiği kafein nedeniyle sabah ritüeli, sosyal katalizör ve enerji kaynağı olarak birçok insanın hayatında önemli bir rol oynuyor.

İster sade, ister kremalı ve şekerli, ister özenle hazırlanmış özel içeceklerle tüketilsin, kahve dünya çapındaki kültürlerde özel bir yere sahip, güne başlamak veya öğleden sonraki durgunlukların üstesinden gelmek için çok ihtiyaç duyulan desteği sağlıyor.

Diken’de yer alan habere göre, insanların kahve tüketimini etkileyen faktörler, kişisel tat tercihlerinin veya kafein arzusunun ötesine uzanır. Yeni araştırmalar, genetik yatkınlıkların kahve alışkanlıklarının şekillenmesinde önemli bir rol oynadığını öne sürüyor.

Bu, bir bireyin duble espresso veya sade kahve gibi belirli kahve türlerine olan eğiliminin, kalıtsal genetik özelliklerinden kısmen etkilenebileceği anlamına geliyor.

Bu bulgular, kahve tüketiminin yalnızca bir tercih meselesi olduğu yönündeki geleneksel anlayışa meydan okuyor ve bu yaygın alışkanlığın daha derin bir biyolojik temele sahip olduğunu öne sürüyor.

Bu büyüleyici açıklama, araştırmacıların 23andMe ve UK Biobank’tan devasa veritabanlarını araştırdığı Neuropsychopharmacology dergisinde yayınlanan yakın tarihli bir çalışmadan geliyor. Bilim insanları genlerimiz ile kafein isteğimiz arasındaki bağlantıyı çözmeye çalıştılar.

UC San Diego Tıp Fakültesi’nde araştırmayı yapanlardan Dr. Abraham Palmer, “Başka bir deyişle, ebeveynlerinizden miras aldığınız belirli gen çeşitleri, ne kadar kahve tüketeceğinizi etkiliyor” dedi.

Araştırmanın kahvenin sağlık üzerindeki etkisine ilişkin bulguları çok yönlü ve şaşırtıcıydı. İlk analiz, kahve ile obezite ve madde kullanımı gibi zararlı sağlık sonuçları arasında tutarlı pozitif genetik ilişkiler olduğunu ortaya çıkardı.

Exit mobile version