Zeytinyağı tespitine katılan birçok kişinin zeytinyağının rengine bakarak tercihte bulunduğunu söyleyen Mecituslu, rengin bir kriter olarak görülemeyeceğini belirterek zeytin yağını anlamanın yollarını paylaştı.
Zeytinyağının fitre edilmiş ya da fitre edilmeden direkt sıkım işleminin ardından piyasaya sunulabileceğini söyleyen uzman isim, filtre edilmeden zeytinyağının satın alınması durumunda en az iki ay içerisinde tüketilmesi gerektiğini aktardı. Tüketilmeyen ürünlerin zeytin tanecikleri nedeniyle fermente olacağını belirten uzman isim kokusu ile tadının bozulma yaşayabileceğine değindi.
Fitre edilmiş zeytinyağlarının daha dayanıklı olduğunu dile getiren Mecituslu, “Zeytinyağı alırken kokusuna bakılır. Daha sonra tadına bakınca acılığı dikkate alınır. Ağzımızda acılık testi yapılır. Dilin iki kenarında ve üzerine acılık olursa zeytinyağı iyidir. Geniz ve boğazda da yakıcılık bekleriz. İşte bunları hissedince kaliteli bir zeytinyağı olduğunu anlarız” sözlerini aktardı.
Zeytinyağını orijinalliğini tespit etme konusunda rengin yanıltıcı olabileceğini ifade eden Mecituslu, tüketicilerin nasıl korunabileceğini söyledi. Markalı ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini belirten uzman istemek piyasa fiyatının altında kalmayan yağların tercih edilmesi gerektiğini aktardı. Sokak satıcıları, nalbur ve kasaplarda zeytinyağı satıldığını işaret eden Mecituslu, bu ürünlerden uzak durulması gerektiğini söyledi.
Sahte yağların içerisinde tohum yağı karıştırıldığına dikkat çeken uzman isim pamuk, kanola ve ayçiçek yağı kullanıldığını söyledi. Mecituslu, “Bu yağların kokusu oksidasyon kokusu veriyor. Yağlı boya kokusu gibi rahatsız eden koku olur. Renk kesinlikle bir kalite kriteri değil. Ne yazık ki sahte üreticiler boya kullanarak yağı zeytinyağına benzetebiliyor. Aroma katıp tadını da benzetmeye çalışıyorlar. Sahtecilikte çok uzmanlaşmışlar.” açıklamalarında bulundu.