RASFF verilerine göre, Türkiye’den ihraç edilen meyve ve sebzelerde pestisit kalıntısı oranı oldukça yüksek. Özellikle yeşil biber, limon, mandalina, armut, nektarin, nar, üzüm, domates, hıyar gibi ürünlerde bu durum daha sık görülüyor. Bu da iç piyasada tükettiğimiz ürünlerin de aynı riskleri taşıdığı endişesini doğuruyor. Nitekim uzmanlar, iç piyasada tüketilen ürünlerin yüzde 80-85’inde limitlerin üzerinde pestisit kalıntısı tespit edildiğini iddia ediyor.
Örneğin bir domatesin 60-70 günlük vejetasyon süresinde 45 kez kimyasal gübre ve ilaç işlemi uygulandığını söyleyen yetkililer, bu işlemlerin en az 30’unun zirai ilaçlama olduğunu söylüyor. Üzümün vejetasyon süresinde ise 65 kez kimyasal uygulama gerçekleştiğini ve bunun 40-45’inin pestisit uygulaması olduğunu dile getiriyor.
Üreticiler, daha fazla ürün elde etmek için aşırı miktarda pestisit kullanıyor ve çiftçiler, pestisitlerin zararları ve doğru kullanım yöntemleri konusunda yeterli bilgiye sahip değiller. Tarım arazilerinde yapılan denetimler yetersiz kalıyor. Ruhsatlı olmayan pestisitlerin kullanılması, sorunu daha da büyütüyor.
Pestisitler, uzun vadede kanser, hormon bozuklukları ve çeşitli kronik hastalıklara yol açabilir.
Tarım arazileri, su kaynakları ve toprağın pestisitlerle kirlenmesi, ekosistemi olumsuz etkiler.
Yüksek pestisit kalıntısı nedeniyle, ülke olarak ihracatımızda ciddi sorunlar yaşayabiliriz.