Uzun ve sağlıklı yaşamın sırrı o vitamin ve mineralde saklı! Uzmanından 7 tavsiye

Uzun ve sağlıklı yaşamın sırrı o vitamin ve mineralde saklı! Uzmanından 7 tavsiye

Haberturk’te yer alan habere göre, bilimsel verilerle ve araştırmalarla el ele ilerleyen iyi yaşam algısı sağlıklı ve uzun yaşamı laboratuvarlardan öteye, çok daha ulaşılabilir bir noktaya taşıdı. Sağlık kavramının sadece bedende sınırlı kalmadığı, ruhu ve zihni de kapsadığı bu noktada uzun ve doyurucu bir yaşam sürmek günlük hayatımızda uygulayabileceğimiz birkaç küçük değişimle mümkün.

Dr. Ümit Aktaş’ın sağlıklı ve uzun yaşam için önerileri şöyle:

Probiyotik zengini fermente yiyecekler sağlık için hayati önem taşır. Japonya’da yapılan ve 50 yaş üstü 23.000 kişinin katıldığı bir araştırma Bifidobacterium longum bakterisinin önemli anti-aging faydaları olduğunu gösteriyor. Tüm vücut fonksiyonlarında rol alan, sağlığın temeli olan dost bakterilerin anti-aging fayda sağlaması şaşırtıcı değil.

Yaşlanmaya karşı güçlü bir savunma hattı oluşturduğu söylenen şu Bifidobacterium longum bakterisini ev yoğurdunda, ev yapımı elma sirkesi ve lahana turşusunda bulabilirsiniz. Hepsinde bol bol Bifidobacterium longum var. Diyetinizde fermente yiyeceklere yer verseniz bile sağlık dopingi yapmak isteyen herkes probiyotik takviyelerinden faydalanabilir, hatta faydalanmalıdır da.

Probiyotikler söz konusu olduğunda mottonuz ‘ne kadar çok, o kadar iyi’ olsun. Özellikle antibiyotik kullanmanız gereken durumlarda sistemi hemen probiyotik takviyeleriyle desteklemeye başlayın. Dikkat etmeniz gereken tek şey zamanlama. Antibiyotik ile probiyotik takviyesi arasında en az 4-5 saat bırakmaya özen gösterin.

D vitamini rezervi dolu olanlar daha yavaş yaşlanır. D vitamini seviyeleri yüksek kadınların DNA’larında hem yaşlanmaya bağlı değişimlerin hem de enflamatuar tepkilerin daha az olduğunu gösteren araştırmalar var. Güneşlenerek, D vitamini zengini besinler tüketerek, gerekirse D vitamini takviyesi alarak D vitamini rezervinizi dolu tutmak için neden çok!

Omega-3 yağ asitleri (EPA ve DHA) vücut tarafından üretilmeyen, besinlerle dışarıdan alınması gereken uzun zincirli yağ asitleridir. Hücresel yaşlanmayla savaşmada en güçlü müttefikiniz, hücre zarının yapıtaşlarından olan yine omega-3 yağ asitleridir.

Eğer hücre zarı sağlıklı değilse hem hücre bütünlüğü bozulur, hem de hücreler arası iletişim aksar. Bu etki cilt hücreleri için de geçerlidir. Omega-3 yağ asitleri cilt hücrelerinin güçlü ve nemli olmasını sağlar. Unutmayın, cildiniz ne kadar nemli olursa yaşlanma etkilerine karşı da o kadar dirençli olur.

Exit mobile version