Bilezikler, yeni bir traktör yolu yapılmadan önceki kazı çalışmaları sırasında fark edildi. Dokuzuncu yüzyıla ait takıların burgu desenleri, başlangıçta araştırmacıların bunları bakır tellerle karıştırmasına sebep oldu ancak Arkeoloji Müzesi’nden mühendis Ola Tengesdal Lygre, bileziklerin bakır olmadığını fark edince heyecan verici bir keşfin yapıldığını aktardı.
Yapılan daha fazla inceleme, bölgenin bir zamanlar büyük bir Viking çiftliğine ev sahipliği yaptığını ortaya çıkardı. Araştırmacılar, bileziklerin, büyük olasılıkla köleleştirilmiş bireylerin barındığı bir yapının içinde bulunduğunu düşünüyor. Bu değerli eşyaların yerinden hiç oynatılmamış olması, Viking Çağı’ndaki yaşam ve toplumsal yapılar hakkında yeni bilgiler sağlayabilecek.
Kazı sırasında ayrıca sabuntaşı kaplar, perçinler, bıçaklar ve bileme taşları gibi çeşitli eserler de bulundu. Çiftlikte bir yangının çıktığına dair izler de Viking Çağı’ndaki kargaşa dönemine işaret ediyor. Demuth, o dönemde bir saldırı yaşandıysa, çiftlik sakinlerinin değerli eşyalarını saklayıp kaçmış olabileceğini aktardı.
Araştırmacılar, bu dönemde Norveç’te gümüş madenlerinin bulunmadığını, bu nedenle bileziklerde kullanılan gümüşün ticaret, hediyeleşme ya da yağmalama yoluyla başka yerlerden geldiğini düşünüyor. Bileziklerin tasarımının 1769’da Hjelmeland’da bulunan gümüş kolyelerle benzerliği dikkat çekti.
Keşif daha fazla incelenmek üzere Stavanger Üniversitesi Arkeoloji Müzesi’nde analiz edilecek ve toprak örnekleri alınıp bileziklerin kumaşa sarılıp sarılmadığı araştırılacak.
Kaynak: Haber Merkezi