Tunceli’nin uzun yaşam sırrı, doğanın cömertçe sunduğu kaynaklardan yararlanmakta yatıyor. Kentin temiz su kaynakları ve zengin bitki örtüsü, arıcılık ve küçükbaş hayvancılık gibi geleneksel faaliyetleri destekliyor. Üreticiler, doğal ve organik süt ürünlerini taze olarak tüketiciye sunuyor. Tunceli’deki dut pekmezi, polen açısından zengin çiçek balı, tek dişli dağ sarımsağı ve tulum peyniri gibi ürünler hem ülke içinde hem de yurt dışında büyük ilgi görüyor.
Doğal kaynakların korunması, temiz çevre ve organik tarım ürünleri, Tunceli’de uzun yaşamın anahtarı olarak kabul ediliyor. TÜİK verilerine göre, Tunceli’yi 79,7 yıl ile Şırnak ve Mardin takip ediyor. Buna karşın, yaşam süresinin en düşük olduğu il ise 76,1 yıl ile Kilis oldu, onu 76,2 yıl ile Gaziantep ve 76,8 yıl ile Adana izledi.
Kentte yaşayan İbiş Tan (77), uzun yaşamın doğal beslenme kaynaklı olduğunu belirterek, “Dağlarımızda temiz hava var. Şehirde fabrika yok, içme sularımız tertemiz. Dağlarımızda birçok şifalı ot var. Biz tereyağı, çökelek, peynir, ışkın, mantar, şifalı otlar yiyoruz. Bir de kul hakkı yemiyoruz. Bundan dolayı da uzun yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
İl Sağlık Müdürü Doktor Muhammed Duran da kentteki insanların eğitim ile sağlık okuryazarlık oranının yüksek olduğunu ve bu durumdan kaynaklı vatandaşların uzun ömürlerin olduğunu belirterek şöyle konuştu:
Tunceli’deki yaşlı nüfus, bu doğal yaşam biçiminin sağlıklarına ve uzun yaşamlarına büyük katkı sağladığını belirtiyor. Munzur’un temiz suları, doğal ürünlerle beslenme ve huzurlu yaşam ortamı, uzun ömürlü olmanın en büyük sırlarından biri olarak görülüyor.
HER ŞEYİN DOĞALINI TÜKETİYORLAR
Bu sene Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre Türkiye’nin ortalama yaşam süresi 77,3 olarak belirlendi. İlimiz de Türkiye’de birinci sırada 80,8 oranıyla. Bireysel faktörlerin yanında sosyoekonomik faktörler, eğitim, sağlık okuryazarlığı, sağlıklı beslenme ve fiziksel aktivitelerin burada önemli bir rol oynadığını görmekteyiz.
Organik ürün tüketip, uzun ve sağlıklı yaşadığını belirten Gülizar Uçar, “Buğdayımızı kendimiz ekip hasat edip, ekmeğimizi kendimiz yapıyoruz. Kendimize ait olan havuçların, sütünden ayranımızı, yoğurdumuzu, çökeleğimizi yapıp onu tüketiyoruz. Burada fabrika yok, fabrikanın kötü dumanı yok. Havamız, suyumuz tertemiz çünkü ormanımız çok. Sağlığımızı biz bunlara borçluyuz. Paketli katkı maddesi bulunan ürünleri tüketmiyoruz, organik ürünleri tüketiyoruz. Böyle olunca da uzun yaşıyoruz” dedi.
Tunceli ilimizde eğitim seviyesi gerçekten çok yüksek, sağlık okuryazarlığı çok yüksek, fiziksel aktivite, eğitim seviyesine bağlı olarak burada çok yüksek. Aynı zamanda sağlık okuryazarlığı ve aile hekimliklerime düşen nüfus 2 bin 500’ün altında. Dolayısıyla hastaneye, aile hekimlerine, birinci basamaklara ulaşımın kolay olması ve yaşlı nüfusun burada çok fazla olması, evde sağlık hizmetlerini çok daha rahat ulaşılabiliyor olmasıyla beraber eğitim seviyesinin yaşam ömrünü uzattığını düşünmekteyiz.
Tunceli’nin havasının güzel ve temiz olduğunu vurgulayan Hıdır Coşkun (70) ise “Tunceli insanı genelde doğal besleniyor, hayvansal gıdalar tüketiyor. Havamız da çok güzel. Bundan dolayı da sağlıklı ve uzun yaşıyor” diye konuştu.