“Partinin Kızılcahamam kampında başarısızlık ve kötü yönetim konusunda sürekli eleştirilen genel merkezin bu tavrı, milletvekilleri tarafından eleştirilmeye başladı. Hiç özeleştiri yapmayan bu grubun hem görev sürelerini uzatmak hem de partinin bundan sonraki yeni yapısında söz sahibi olmak için manevra yaptığı iddia ediliyor.” diye yazan Babacan, partide yönetime kızgınlık olduğunu öne sürdü.
“AKP’nin bundan sonra yapılacak kongresinde oluşacak kadrolar; olası bir erken seçimde söz sahibi olacak, listeleri belirleyecek, kabine ve belediye başkanlarıyla ilişkilerde etkili olacak. Değişimin hemen yapılmasını isteyenler, bu görevin mevcut yönetime verilmesini istemiyor. Çünkü bu süreç, Erdoğan sonrası güç dengelerinin nasıl oluşacağını da gösterecek. Delegeler her zamankinden daha önemli olacak.” değerlendirmesini yapan Babacan, yazısını şöyle sürdürdü:
Hesaplar böyle olunca, genel merkez yönetimi tam kadro, yerel seçim sonuçlarından ekonomiyi sorumlu tutan, kişilere yönelik fatura çıkarmanın doğru olmadığı tezini işlemeye başladı. Bu yaklaşım Kızılcahamam toplantısında da açıkça görüldü. Bu grup, birkaç il başkanını istifa ettirerek, sınırlı bir operasyonla bu yılı atlatmayı planlıyor. O yüzden de genel merkez kadrolarında ve kabinede yapılması beklenen değişimin ateşi de söndü.
Bu duraksamayı, değişim istemeyenlere operasyon olarak değerlendirenler de var. Statükodan şikayet edenler, “Sürekli tespit yapılıyor, toplantılar düzenleniyor, her şeyi tekrar tekrar anlatıyorlar ama çözüm ortada yok. Sanki herkes, ‘tek sorumlu var o da Cumhurbaşkanı’ demeye getiriyor. Kimse kendisinde hata aramıyor” değerlendirmesi yapıyorlar.
Yazının tamamını okumak için tıklayın.