31 Mart’ta partisinin aldığı yenilgide değinen Külünk, En Kocaeli’de şunları söyledi:
“Geçen gün KRT’de de söyledim. Ama kimse üzerine alınmadı. Siyasal muhafazakarlık, Anadolu dindarlığının kendisine verdiği gücü ucuz harcadı, konformizme kurban etti. Üzülerek ifade ediyorum, herkes konforundan çok memnun. Zannettik ki iktidar olunca her şey bitti! Hayır, hiçbir şey bitmedi. Tam zıttı. Siyasal muhafazakârların iktidar-güç ilişkisini, iktidar-konfor ilişkisinde olması gereken hak, adalet ve sevgi temelli mekanizmayı inşa edememesinden dolayı çok ciddi bir çürüme var.
Siyasal muhafazakarlığın çürümesine olan itirazdır 31 Mart. 31 Mart’ta sandığın sert tepkisinin en önemli gerekçelerinden biri, ekranda başka ekranın arkasında başka, söylediği başka yaşadığı başka modellerin ortaya çıkardığı çürümedir. Eğer bunları konuşmazsak, bu yarayı saracak büyük Anadolu irfanı temelli vahdet aklını hak ve adaletle adım atmazsak.”
AKP’leyle içli dışlı ilişkileriyle gündeme gelen cemaatler de Külünk’ün gündemindeydi. Cemaatlerin Türkiye’yi ‘IŞİD’leştirmek istediklerini’ söyleyen Külünk, şunları kaydetti:
“Siyasal muhafazakarlık tanımlamasına sadece siyasi partiler dahil değildir. Buna cemaatler de dahildir. Cemaatlerin de bu anlamda toplum nezdindeki karşılıkları dip seviyededir. Sokak güvenmiyor. Caminin imamı güvenmiyor. Cemaatin kendisi inanmıyor. Siyasal partiler de yöneticilere güvenmiyor. Peki ne olacak bu iş? Bu fatura kime çıkacak?
Söylüyorum: Anadolu medeniyet mezarlığı olur. Anadolu sadece insan mezarlıkları değil, medeniyet mezarlıklarıyla da dolu. Onun için Türkiye’nin İslami kültürünü DAEŞ’leştirmek (IŞİD) istiyorlar. Batı uygarlığının stratejik hedefi Anadolu irfanını tasfiye ederek yerine harici mantıkla şekillendirilmiş, bu topraklara ait olmayan Ortadoğululaşma kültürünü egemen haline getirmek.”