Ekrem İmamoğlu, Almanya’daki üçüncü gününde Düsseldorf ve Köln Belediye Başkanları ile bir araya geldi. İmamoğlu ve Alman mevkidaşları, her iki ülkenin belediyeler birlikleri üzerinden de ilişkilerin geliştirilmesi gerektiği konusunda görüş birliğine vardı. Köln’deki ‘Küçük İstanbul’ olarak bilinen Keup Strasse’de esnaf ziyaretleri yapan İmamoğlu, gurbetçilerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Yaş almış kadın bir gurbetçinin, “Gerçekten burada mısın” diyerek İmamoğlu’na sarılması gülüşmelere neden oldu. Gurbetçilerin yoğun ilgisi altında Keup Strasse’den Köln Merkez Camii’ne geçen İmamoğlu, bünyesinde birçok unsuru barındıran yerleşkede incelemelerde bulundu. İmamoğlu, yanında bulunan yardımcılarına, yerleşkenin mimarı Gottfried Böhm ile iletişime geçmeleri talimatı verdi. Tasarımdan etkilendiğini dile getiren İmamoğlu, mimar Böhm’e İstanbul için uygun bir noktaya cami tasarlaması teklifinde bulunulmasını istedi.
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Almanya’daki üçüncü gününde Düsseldorf Belediye Başkanı Dr. Stephen Keller ile bir araya geldi. Ziyarette İmamoğlu’na, Avrupa Türk İş İnsanları ve Sanayicileri Derneği (ATİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Aziz Sarıyar da eşlik etti. İki şehrin belediye başkanları ve beraberlerindeki heyetler, İstanbul ile Düsseldorf arasında yapılacak iş birlikleri ve yeni projeler üzerine fikir alışverişinde bulundu. Keller’in Almanya Belediyeler Birliği’nde üst düzey bir görevinin olduğunu öğrenen İmamoğlu, iş birliklerinin iki üst kuruluş üzerinden, iki ülkenin yerel yönetimleri arasında yaygınlaştırılması yönünde görüş bildirdi.
Düsseldorf’tan karayoluyla Köln’e geçen İmamoğlu, ilk olarak, kentin Türk mahallesi Keup Strasse’ye geçti. Görünümüyle İstanbul’daki caddeleri andıran bölgedeki esnafa ziyaretler gerçekleştiren İmamoğlu’nun ilk girdiği dükkan, ırkçı terör örgütü NSU’nun 9 Haziran 2004’te patlattığı bombayla hayatları değişen Ankaralı Özcan ve Hasan Yıldırım kardeşlerin işlettiği kuaför oldu. Polis ve medya baskısıyla, bir dönem patlamanın faili olarak görüldüklerini aktaran Özcan kardeşler, yaklaşık 11 yıl süren hukuk mücadelesinin özetini İmamoğlu’yla paylaştı. İmamoğlu, olayın ırkçı bir saldırı olduğunun ortaya çıkmasıyla hayatlarının normale döndüğünü aktaran Özcan kardeşlere, ‘geçmiş olsun’ dileklerini iletti. Saldırıda yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı dileyen İmamoğlu, “Hiçbirimizin kabullenmeyeceği, dünyanın neresinde olursa olsun kabullenmeyeceğimiz bir olay. Kaldı ki Türk-Alman ilişkileri, çok daha farklı bir boyutta 60 seneleri aşan çok hassas bir diyalog, çok emek verilmiş bir geçmiş var” dedi. Kendi ailesinden iki amcasının da 63 yılında Almanya’ya göç ettiği bilgisini paylaşan İmamoğlu, “Sadece bir umut ve bir göç değil, aynı zamanda bir emek var ve karşılıklı bir diyalog var” diye konuştu.
Almanya’daki Türklerin başarılı girişimcilik örneklerini ispat ettiklerini kaydeden İmamoğlu, “Almanya’da Türklerin hem başarıları hem işletmeciliği, istihdam sağlaması bambaşka bir seviyede. Hala bunu ırkçı bir zemine taşıyıp, saldırı düzenleyen beyinler, arızalı beyinler tabii ki. Kaldı ki, bugün dünyada göçmen meselesi, başka bir evreye geçti. Artık böyle düzensiz göç, akın akın insanlar… Ama savaştan kaçıyorlar ama yokluktan kaçıyorlar ama başka bir zulümden kaçıyorlar akın akın. İşte en büyük sıkıntıyı Türkiye yaşıyor. Ama buna rağmen, Türkiye’de bu tür saldırılar olmuyor. Yani biraz o toplum vicdanını sağlıklı bir yerde tutmak lazım her şeye rağmen. Ki biz, bu düzensiz göç, mülteci meselesinde çok mağduruz. Türkiye olarak mağduruz. Ama ona rağmen bizim onu hassas bir yerde tutup, karşımızda insan olduğunu unutmamamız lazım. Tabii ki onların tekrar ülkelerine dönmesi için sonsuz mücadele vereceğiz. O ayrı” ifadelerini kullandı.