Törende konuşan Özkaya, hakkın ayakta tutulması ve adaletin sağlanması bakımından en önemli sorumluluğun hakimlere düştüğüne işaret etti.
Özkaya, “Hakimin terazisi hiçbir ayrım kayrım yapmadan hep doğru tartmalıdır. Hakimler daima hak ve haklının yanında olmalıdırlar. Mesleğin vakarını korumalı, aynı zamanda yeryüzü gibi geniş ve alçak gönüllü olmalı, aklı ve bilimi ölçüt almalıdırlar. Hiçbir neden, onları hakkı ayakta tutmaktan alıkoymamalı, adaletsiz davranmaya yöneltmemelidir. Çekinmeden, endişe duymadan, iç dünyalarındaki öznel duygu ve düşünceleri de dahil olmak üzere herhangi bir dışsal etki altında kalmadan tarafsız bir tutumla özgürce karar vermelidirler.” diye konuştu.
Özkaya, Türk yargı tarihinin en büyük reform ve kazanımlarından birinin bireysel başvuru olduğunu belirterek, Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamında bugüne kadar yaşama hakkından ifade özgürlüğüne, mülkiyet hakkından örgütlenme özgürlüğüne kadar yüz binlerce karar verdiğini söyledi.
Başkan Özkaya, Yüksek Mahkemenin bireysel başvuruları karara bağladığı 12 yıllık süreçte, Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuruların önemli ölçüde azaldığına işaret etti.
Anayasa Mahkemesine bugüne kadar toplam 601 bin 726 bireysel başvuru yapıldığının bilgisini veren Özkaya, “Bunların yaklaşık 500 bini, yani yüzde 83’ü sonuçlandırılmıştır. Bugüne kadar makul sürede yargılanma hakkı hariç, karara bağlanan yaklaşık 355 bin başvurudan 16 bin 646’sında başvurucuların temel hak ve özgürlüklerinden en az birinin ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. 16 bin 646 ihlalin önemli bir kısmının da usul güvencelerinden kaynaklı ihlaller olduğunu gözettiğimizde ortaya çıkan esaslı ihlal oranının yaklaşık yüzde 3-3,5 rakamlarına denk geldiğini görüyoruz.” dedi.
Başkan Özkaya, Anayasa Mahkemesinin, hak ve özgürlükleri sağlama bakımından hayatın her alanına dokunan kararlarından, kamuoyunda tartışmaya konu edilenlerin sayısının çok az olduğunu söyledi.
Bireysel başvuruyu kabul eden bazı ülkelerde de tartışmaların yaşandığını, zaman zaman birtakım sorunların ortaya çıktığını anlatan Kadir Özkaya, şöyle devam etti:
“Yaşanan veya yaşanılması muhtemel sorunların ortaya çıkmasının önlenmesi veya giderilmesi için bazı tedbirlerin alındığı müşahede edilmektedir. Dolayısıyla ülkemizde de sorun olarak görülen bazı durumlar için birtakım düzenlemeler düşünülebilir. Bununla birlikte zatıalilerinizin de büyük katkısıyla hukuk sistemimize kazandırılmış olan bireysel başvuru yolunun, bugünkü işlevselliğiyle mutlak gerekliliği konusunda toplumumuzda ortak bir kanaat oluşmuştur. Bu kanaatin de bir gereği olarak yapılabilecek anayasal veya yasal düzenlemelerde müessesenin bugünkü işlevselliğini kaybetmeden korunması gerektiğini düşünüyoruz.”