Sizlere her bakışımda, sizlerle her karşılaştığımda henüz söylenmemiş şiirlerin şairlerini, henüz yükselmemiş şaheserlerin mimarlarını, henüz duyulmamış namelerin bestekarlarını görüyor ve iftihar ediyorum.
Bugün olanlar dünün sonucudur, yarın yaşanacaklar bugünün eseri olacaktır. Kimsenin önüne geçemeyeceği ilahi nizam böyledir. Yaradılışın muhteşem bu gerçeğini kavrayamamış olan insanların ve toplulukların ömürlerinin kısa, izlerinin silik, varlıklarının geçici olması kaçınılmazdır. Bir yönüyle tarih yaşamayı becerememiş, hayata tutunamamış, sürekliliğini sağlayamamış sayısız toplumlar için onları acımasızca eğiten bir değirmenin tanımıdır.
Eğer varlığınızdan birileri ürküyorsa, fitne fesat okları devamlı üzerinize geliyorsa, baskı ve kuşatma altına alınmak isteniyorsanız biliniz ki yolunuz doğru, önünüz açıktır. Yeter ki birlik ve bütünlüğümüzü zaafa uğratmayınız. Yeter ki duruşunuzdan taviz vermeyiniz.
Ülkü Ocakları kurulduğu ilk günden bu yana pek çok haksız ve hayasız suçlamaya maruz kaldı.
Bugünlerde Ülkü Ocakları kötülemek için kuyruğa girenlere, suç örgütü muamelesi yapanlara, kutlu varlığına gölge düşürmek için çırpınanlara baktığımızda hepsinin amaç ve arayışını görüyoruz.
Ülkü Ocakları zoru görünce saklananların harcı değildir.
Ülkü Ocakları’nın bir gençlik macerası olarak görülmesi, bir zaman aralığında tesadüfen bulunulmuş bir diyet gibi takdimi zevzekliktir. Milliyetçilik binlerce yıldır var oluşumuzu sağlayan ruhun adıdır. Milliyetçilik devletimizi kuran şuurun adıdır.
Gidişata göre renk değiştirerek girecekleri şekli belli olmayan siyaset palyaçoları yokken de biz yine var olacağız ve yine burada bulunacağız.
Tarih geç kalanları, geride bakanları, geriye düşenleri asla affetmemiştir. İhmalle geçecek yılların faturası ağır olacaktır. Oyalanmaya hakkımızın olmadığı açıktır. Çok çalışmalıyız.