Kararın ardından TİP başta olmak üzere muhalefet partilerinin çağrısıyla Meclis’te 16 Ağustos’ta yapılan olağanüstü toplantıda AKP Milletvekili Alpay Özalan TİP İstanbul Milletvekili Ahmet Şık’a yumruklu saldırıda bulunmuş, Meclis’te kavga çıkmıştı. Konuşmaların yapılamadığı toplantıda Can Atalay ile ilgili genel görüşme talebi oy çokluğu ile reddedildi. CHP olaylı geçen görüşmenin ardından 10 Eylül’de yeniden olağanüstü toplantı çağrısında bulunacağını açıklamıştı.
Yaşananların ardından, Silivri Cezaevi’nde tutuklu kalmaya devam eden Can Atalay sosyal medya hesabı üzerinden bir açıklama yayımladı. Açıklamasına, Meclis’teki olağanüstü toplantıyı organize edenlere teşekkür ederek başlayan Atalay, “Konu ismim ile anılsa da özünde Anayasa’ya, yasalara, hukuka, hakka ve adalete sahip çıkma mücadelesini veren, keyfiliğe karşı duran, hakkımdaki uygulamanın yarattığı ve daha da yaratacağı vahim sonuçların farkında olarak eylemde bulunan, çaba gösteren, savunan, destekleyen, dayanışan, şiddete boyun eğmeyen herkese, milletvekillerine, partilere teşekkür ediyorum. Çabalarınız ülkemizin bugünü ve geleceği bakımından çok kıymetli” dedi.
Süreci değerlendiren Atalay açıklamasında şunları dedi:
“Mevcut duruma bir bakalım: ‘Can Atalay Olayı kapandı mı?’ yoksa Meclis’i de içine alarak daha devasa bir boyuta mı taşındı? Bitirilmek için aylardır uğraşılan “Olay” her aşamada hukuku, adaleti, kurumları ve en sonunda Meclis’i nasıl içine alarak, tüketerek, kirleterek ve genişleyerek devam ediyor. Bu süreç hukukun açık emri yerine getirildiği zaman ancak durabilir. Can Atalay’ı bir süre daha hapiste tutmanın derdinde ve çabasında olanlar bile yol açtıkları tahribatı görüyorlar. Can Atalay’ı hapiste tutmayı başarabilmek konunun en önemsiz detayı. Ancak ne var ki Anayasa’ya uymak, hukuka bağlılık basit bir işleme, Can Atalay’ın milletvekili listesine yeniden yazılmasına gelip düğümlendiği için etrafından dolaşılamıyor, bastırıldıkça daha zorlayıcı biçimde ortaya çıkıyor. Anayasa’nın çiğnendiği yerde, çiğneyen her kurumun kendi meşruiyetini tartışmaya açtığı bir yerde artık olay Can Atalay Olayı’nı kat ve kat aşmış bir hal alıyor. ‘Bitti’ denilenin, bitmesi için her türlü usul, erkan, kurum kimliği, yasa, Anayasa’yı ayaklar altına almanın sonuç getirmediği, olayın dönüp dolaşıp tekrar tekrar önlerine geldiğini/geleceğini artık herkes görüyor.
Meclis’in yeniden toplantıya çağrılmasının yeni bir fırsat olduğunu söyleyen Atalay, şöyle devam etti:
“Olay’ zaten kaçınılmaz olarak Meclis yeniden açıldığında her gün baş gündem olacaktır. Çünkü Anayasa’nın korunması ve uygulanması için yemin eden, birinci derece sorumlu olan Meclis, kendisi Anayasa’yı çiğneyerek varlığını sürdüremez. Bu durumun görüleceğini, söyleyenin de çok iyi bildiği hukuken dayanaksız gerekçelerin arkasına sığınılmadan adım atılmasını umuyorum.Anayasa Mahkemesi Kararı basit bir işlem gerektiriyor. Sorumluluk ve çözüm Meclis Başkanı’ndadır. Milletvekilleri listesine adım yazılacak, eğer gerekli görülüyorsa karar Meclis kürsüsünden okunacak. Bütün işlem bu basitliktedir.”