CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, CHP ile İYİ Parti arasında istişarelerin süreceğini belirterek, “İYİ Parti bizim kardeş olarak gördüğümüz bir parti. Son dönem içinde de büyük bir dayanışmanın aslında temellerini attığımız daha sonra o tohumların filizler vereceği bir geleceğe doğru yol aldığımız ve bu anlamda da çok kıymet verdiğimiz bir parti. Ben hem kurultayda yeni görev alan değerli Genel Başkan Müsavat Dervişoğlu’nu da çok tebrik ediyorum ve sizlere de yeni aldığınız görevlerde başarılar diliyorum. Daha çok görüşeceğiz. Daha sık görüşeceğiz. Çalışmamız gereken çok fazla konu var. Ortak akılda birlikte yol almamız gereken çok konu var. Aynı yoldayız. Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği ve belirlediği ilkelerinin ve devrimlerinin ışığında yürüyoruz” dedi.
İYİ Parti Toplumsal Politikalar Başkanı İmran Nilay Tüfekçi de Yavuzyılmaz’a yanıt olarak şu ifadeleri kullandı:”Bizim de İYİ Parti olarak bir CHP’ye karşı olan hislerimiz aynı. Zaten uzun bir ittifak yaşadık beraber. İstediğimiz gibi sonuçlanmasa da alnımızın akıyla çıktığımız, karşılıklı diyalogla örnek teşkil edildiği bir dönem geçirdik. Bundan sonrası için de inşallah karşılıklı istişarelerde dediğiniz gibi koordinasyonda sağlıklı bir şekilde ilerlemeyi umuyoruz. Bayram vesilesiyle bunu pekiştirmiş olduk.”
AKP Sivil Toplum ve Halkla İlişkiler Başkan Yardımcısı Hasan Sert, Türkiye’nin için güçlenmesi topyekün bir birlik ve beraberliğin oluşması gerektiğini ifade etti.
Kurultayda İYİ Parti Genel Başkanı seçilen Musavat Dervişoğlu’nu tebrik ederek sözlerine başlayan Sert, şöyle konuştu:”Çalışmalarımızla birlikte hep beraber kol kola, göz göze, el ele tutuşarak ülkemize hizmet edeceğiz. Yeni yönetiminize başarılar diliyoruz. Türkiye ve dünya büyük bir türbülanstan geçiyor. Bu türbülanstan geçme sırasında iyi yönetilen ülkeler öne doğru geçiyor. Yönetimde zaafiyeti olan ülkeler geride kalıyor. Biz tabii büyük coğrafyada bulunuyoruz. Bütün medeniyetlerin, oluşumların, ticaretin oluşmuş olduğu tam orta noktada Türkiye. Tabii bu medeniyetlerin de aynı zamanda kültürlerin de oluştuğu bir noktada. Böyle bir noktada olmanın bir bedeli var Türkiye olarak. Bunu geçmişte dedelerimiz çekti. Ondan önce dedelerimizin babaları çekti. Burada var olmanın bir bedeli konması lazım ortaya. Bugün de biz koyacağız bu bedeli. Bu memleketi, bu coğrafyayı korumak için, bu ülkeyi korumak ve güçlendirmek için mutlaka elbirliğiyle çalışmak gerekecek. Siyasi konjonktürde bir takım farklılıkların olması bizi ayrı kutuplara doğru atmamalı. Bir yerlerde buluşturup tekrar bu sorumlulukları çok olan ülkenin sırtındaki bu sorumlulukları taşıyacak direnci birlik ve beraberlikle ancak sağlayabiliriz. Onun için bu ülkede ümit bekleyen çok insanlar var. 186 civarında ülkenin yüzde 80-90’ı Türkiye’nin gözüne bakıyor. ‘Siz güçlü olun bizi de güçlendirin’. Bunun içerisinde birçok farklı ideolojik yöntemlerle yönetilen ülkeler var. Farklı din gruplarına mensup ülkeler var. Farklı etnik yapılara mensup ülkeler var. Bütün bu konjonktür içerisinde ama o farklılıklardan dolayı değil Türkiye’nin bakış açısının kendilerine uyduğu için kendilerine yakın gördüğü, dost gördüğü ülkeler var. Bu ülkeler ‘gelin bize yardım edin’ diyorlar. Bunu nasıl yapacağız? Birlik beraberlik yapacağız. Hep beraber güçlenerek yani; ekonomi, siyaset, ticaret finansal sistemler, bilgi, entelektüel stratejik gelişim falan olacak ki bu başka ülkelerin sorumluluğunu sırtımıza taşıyalım. İtalya’dan Çin’e kadar bizim gibi üretme gücüne sahip, entelektüel insan gücüne sahip başka ülke yok. Bu ülke o birlikteliği o güzelliği bir takım olumlu şeylerle besleyip başka yerdeki umut bekleyen insanların umutlarına çare olacağız.”