Gökçen şunları dile getirdi:
“Adalet, bugün bize anlatılan hikayelerden, her şeyin zaten çok güzel olduğuna dair ifadelerden, hatta kurumlardan bile ibaret değildir. Adalet, çok zengin olmayan, çok güçlüyü tanımayan, yalnızca haksızlığa uğradığı için bu adaletsizliğin giderilmesini isteyen bir insanın, bunu başarabildiği bir sistemi kurmakla ilgilidir. 22 yıl, bahane üretmek yerine bu sistemi kurmak için fazla bile uzundur.Adaletsizliğe uğrayanın kim olduğu, kiminle yakın olduğu, ne kadar yoksul olduğu önemli olmamalıdır. Adaletsizliğe uğrayan, Can Atalay gibi bir milletvekili, Ahmet Özer gibi bir belediye başkanı, Osman Kavala gibi, Çiğdem Mater gibi, Tayfun Kahraman gibi, Mine Özerden gibi ülkesinin geleceğini düşünen biri olabilir. Haksızlığa uğrayan, bir gecede fişlenmiş, ismini Resmi Gazete’de görmüş, hayatı boyunca sivil ölüme mahkum edilecek olan bir KHK’lı olabilir. Haksızlığa uğrayan, “İsrail ile ticareti durdurun” dediği için çıplak aramaya maruz kalan başörtülü gençler olabilir. Haksızlığa uğrayan, dün üniversiteye girememiş bir başörtülü genç, bugün yaşam tarzından dolayı hedef gösterilenler, “kız veya kadın” olup olmadığı sorgulanan, hatta Cumhurbaşkanı tarafından “sürtük” denilenler olabilir. Haksızlığa uğrayan, bir gün şiir okuduğu için cezaevine giren, bir başka gün hakimi Samsun’a sürülen bir ahmakça davayla taciz edilen siyasetçiler olabilir. Adaletsizliğe uğrayan, istismara uğramış bir çocuk, tehdit edilen bir kadın, çok ama çok nefret ettiğiniz muhalifleriniz olabilir. Adaletsizliğe uğrayan, hükümlü veya tutuklular ve onların yakınları da olabilir. Adaletsizliğe uğrayan, bir bütün yargı ve ceza sistemini emanet ettiğiniz Adalet Bakanlığı personeli, infaz koruma memurları da olabilir. Adaletsizliğe uğrayan, garip bir şekilde sabahtan bu yana övünerek anlattığınız bir yol olan, bireysel başvuru kararları uygulanmayan hakimler bile olabilir. Fark etmez.
Ama iktidarla bizim aramızda büyük bir fark var. Siz, adaleti beton binalarla ifade ettiğinizi düşünürsünüz, bizler o binalara baktığında içinde adalet görmek isteyen vatandaşımızın duygusunu önemseriz. Siz, vatandaşımızın işsizliğini, yoksulluğunu, emeklinin durumunu, bir gencin bu ülkede kuramadığı hayalleri, bir anne için kreşin ne ifade ettiğini, bir çocuğun okula aç gitmesinin bir toplum için ne kadar onur kırıcı olduğunu kabul etmek yerine, bunların üstüne bir anayasa tartışmasıyla sis perdesi örtmek istersiniz. Bizler ise güçlü, tarafsız ve bağımsız bir yargı sistemi, temel hak ve özgürlükleri koruyan bir sistem; vatandaşın sorunlarını dile getirebildiği, Polonez işçilerine yaşatılanların aksine, sendika ve örgütlenme haklarını kullanabildiği, emeklilerin sesini çıkarabildiği, asgari ücretlinin hakkını koruyabilen sendikaların var olduğu, taleplerinin dikkate alındığı özgüvenli bir sistem için, yurttaşlarımızın onurlu bir yaşam sürebilmesi için, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının uygulandığı bir düzen için çalışırız.
Bizim için adalet, ancak herkes için varsa vardır. Size sizin verilerinizle, yani Adalet Bakanlığı verileriyle konuşacağım.
Cumhuriyet başsavcılıklarında bir dosyanın görülme süresi 2015 ve 2023 yılları arasında;
Cumhuriyet başsavcılıklarında yıl içinde açılan dosya endeksine göre,