Erdoğan, Özel ile görüşmesinde gündeme getireceği konuları açıklarken, sınır dışı operasyonlara ilişkin de bilgi verdi.
Erdoğan terörle mücadelenin de ziyarette gündeme geldiğini belirtirken, “PKK tehdidine karşı atabileceğimiz adımları ele aldık. Terörle mücadelede elde edeceğimiz kalıcı başarıların bölgemizin güvenliği için kritik önemde olduğunu teyit ettik” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerinin devamında “Enerji, ulaştırma, ticaret ve yatırımlar başta olmak üzere, ekonomik ilişkilerimizi kapsamlı bir şekilde değerlendirdik. Görüşmelerimizde Gazze başta olmak üzere Filistin’de yaşanan insanlık dramını da konuştuk. İsrail mezaliminin bölgemiz ve Irak üzerindeki menfi yansımalarına karşı Irak’ın güvenliğine ve istikrarına verdiğimiz önemi dile getirdik. Irak’la hem ikili hem bölgesel düzeyde artan iş birliğimizin tüm bölgenin huzuruna ve istikrarına katkı sağlayacağına inanıyorum” diye konuştu.
“Irak’la terörle mücadele konusunda ‘Bu yaz itibarıyla Irak sınırında terörün çözüleceğini’ söylemiştiniz. Irak ile bir ortak operasyon mu söz konusu? Yoksa bu operasyonu Türkiye kendi başına mı yapacak? Bu konu Irak’taki temaslarınızda gündeme geldi mi? Süreç nasıl işleyecek?” sorusunu yanıtlayan AKP’li Cumhurbaşkanı şunları kaydetti:
“Irak’ta da Suriye’de de özellikle terör bataklığı sadece bizim çalışmamızla değil, buradaki her iki ülke yönetiminin müşterek gayretleriyle kurutulacaktır. Bunun yanında biz bütün terör örgütleriyle ayrımsız bir şekilde aralıksız mücadelemizi sürdürüyoruz. Özellikle Irak ve Suriye’de yuvalanmış PKK/PYD/YPG ile ilgili mücadelemiz uzun yıllardır bildiğiniz gibi kapsamlı bir şekilde sürüyor. Bundan sonra da yine aynı kararlılıkla bu devam edecek. Gerek yurt içinde gerek sınırlarımızın hemen ötesinde, uluslararası hukukun içinde ve komşularımızın toprak bütünlüğü noktasındaki hukukuna da saygılı olarak bu mücadele devam edecektir. Gönül ister ki komşularımız topraklarından bize yönelen tehditler karşısında gereken tavrı kendileri koysun ve müşterek olarak bu mücadeleyi sürdürelim. PKK/PYD/YPG terör örgütü Irak’ın da istikrarına, kalkınmasına, huzuruna bir tehdittir. Bu tehdidin ortadan kaldırılması Irak’ın da çıkarınadır. Ben inanıyorum ki bu gerçeği görüyorlar ve artık bu pürüzün yok edilmesi için irade ortaya koyacaklardır. Irak’ın kalkınma vizyonunun, uluslararası yatırımların güvenliği için bu terör çukurlarının dümdüz edilmesi ve Irak için öngörülebilir yarınların inşa edilmesi şarttır. Biz terörü öyle ya da böyle yok edeceğiz. Biz bu konuda kararlıyız. Terörle ve terör örgütleriyle birlikte yol yürüyenlere, terör örgütlerini maşa olarak kullananlara meydanı asla bırakmayacağız”
SORU: Gazze’de İsrail tarafından yapılan bir soykırım var. Gazze’de kalıcı ateşkesin sağlanması için çalışmalar da bulunuyor. Türkiye olarak çok yoğun diplomasi trafiği yürütüyoruz. Son olarak Hamas lideriyle görüştünüz. Ayrıca birçok liderle de temaslarınız oldu. Kalıcı ateşkesin sağlanması için ümidiniz var mı? Irak’la görüşmeleri nasıl değerlendirirsiniz?
Gazze meselesine 7 Ekim öncesinin perspektifiyle bakarsak hata ederiz. Çok daha hassas olmamız gerekiyor. İsrail’in eşi benzeri görülmemiş katliamlara imza atması ve Gazze’yi yok etmek üzere harekete geçmesi, bu konudaki yaklaşım biçimlerini değiştirmesi lazım. Gazze’nin İsrail tarafından ele geçirilmesi, başka işgallerin de kapısını aralar. Gazze’nin, İsrailli hırsız teröristlerin yerleşimine açılması İsrail’i daha saldırgan, daha pervasız yapar. Buna da bizim müsaade etmemiz söz konusu olamaz. Dolayısıyla atmamız gereken adımlar var. İsrail’in bu şımarık, cani tavırları karşısında bizler de Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği’ni devreye sokma, onlarla müşterek bazı adımları atma gayreti içinde olacağız. İslam dünyası bu soykırımlara varan katliamlar zincirinin oluşturduğu titremeyle kendine gelmezse, reflekslerini tamamen kaybetme tehlikesiyle yüzleşir. Onun için de bizim burada sessiz kalmamız mümkün değildir. Bütün sinir uçları nerede ise onları harekete geçirmemiz şarttır. Gazze konusu şu anda İslam dünyasının en önemli meselesidir. İslam dünyasının odaklanması, çözüm için akıl yürütmesi, gerçekçi ve etkili politikalar üretmesi gereken yer Gazze’dir. Hem Hamaslı yetkilerle hem birçok ülkenin liderleri ile bu konuları görüşmeye devam edeceğiz. Birinci gündem başlığımız bu konudur ve çözüm için elimizden gelenin fazlasını yapmayı sürdüreceğiz. Herkes bu konuyu görmezden gelebilir, unutabilir ama bizim öyle bir yaklaşımımız olamaz.
SORU: HAMAS Siyasi Büro Lideri İsmail Haniye Filistinlilerin sizin İsrail yönetimine karşı söylediğiniz “one minute” ve “işgalci İsrail” değerlendirmenize aşık olduğunu söyledi. Bu konudaki duygularınızı alabilir miyiz?
Sayın Haniye ile gerçekten çok samimi bir görüşme gerçekleştirdik. Sayın Haniye’yi İsrail’e karşı mücadelede kararlılık içerisinde gördüm. Bu samimi görüşmede gönülden gönüle uzanan bu bağın, Filistin’deki karşılığını hissettik. Filistinli kardeşlerimizle biz et-tırnak gibiyiz. Onların canı yanıyor ve kimse zannetmesin ki biz rahat uyuyoruz. Bizi Gazze’deki, Nablus’taki, Kudüs’teki, Beytüllahim’deki, Ramallah’taki ve diğer tüm Filistin şehirlerindeki kardeşlerimizle ayrı bir yere koymaya kalkanlar büyük bir hezeyan içindedir. Onlar bizi bilir, biz onları biliriz. Bunu bundan önce de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ve bunun dışında yaptığımız bütün açıklamalarımızda çok açık, net zaten ortaya koyduk. Bundan sonra da yine aynı şekilde biz bu tavrımızı sergilemeye devam edeceğiz. Biz hiçbir zaman Hamaslılar dahil Filistinli kardeşlerimizi kendi başlarına bırakmayız. Bunun için şu ana kadar Gazze’ye 45 bin ton civarında yardım gönderdik. Bu yardımlar hala devam ediyor ve edecek. Bunun yanında Ankara ve İstanbul’daki hastanelerimizde şu anda yaralıları tedavi ediyoruz. Sahra hastanesi noktasında attığımız adımlarla biz bu kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. Bizim öykümüz Filistin Davası’ndan ayrı yazılamaz. Ne mutlu ki, Filistin Davası’nın büyük öyküsünde de bizim bir yerimiz vardır. Bunu Filistinli kardeşlerimiz tarafından bize yönelik söylenen naif sözlerden, oradaki çileli anaların ve yavruların dualarından anlıyoruz. Onların sevgisine, onların yüce gönüllülüğüne layık olabilirsek ne mutlu bize. Şairin deyimiyle insanlık için vakit daralıyor. Daralan vakitlerde Filistin için daha çok koşturmalı, yaslı yürekleri ferahlatacak, bebeklerin acı dolu çığlıklarını dindirecek bir gelecek için çalışmalıyız.