Erdoğan açıklamalarında, İsrail’in Lübnan’a saldırılarına da tepki gösterirken, “Bugün Filistin ve Lübnan’a sahip çıkmak, insanlığa sahip çıkmak; barışa, farklı inançların bir arada yaşama kültürüne sahip çıkmak demektir. Bugün İsrail, katliam politikalarıyla nesiller boyu devam edecek husumet tohumları serpmekte; ona destek verenler de bu suça ortak olmaktadır” diye konuştu.
Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Faşizan manşetler tekrar atılıyor. 28 Şubat zihniyetini yeniden hortlatmaya çalışıyorlar. Ayrımcılık günleri artık geride kalmıştır. İnsanımızın takunyalı, tarikatçı diye ayrımcılığa uğradığı günler geride kalmıştır. Bir kez daha ifade ediyorum. Bu makamlarda olduğumuz müddetçe kimse o kara günleri geri getiremeyecektir.
Şunun bilinmesini isterim: Bu devlet, hiçbir ayrım yapmadan tüm kurumlarıyla milletindir. Devletin sahibi; hangi inanca, kökene, siyasi görüşe mensup olursa olsun, 85 milyonun tamamıdır.İnsanımızın kılık kıyafetinden dolayı devletin belli kurumlarına giremediği dönemler, artık sona ermiştir.
İnsanımızın başörtüsünden, saçından, sakalından, çarşafından dolayı ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüğü günler, artık mazide kalmıştır. İnsanımızın takunyalı, tarikatçı, cemaatçi, inançlı-inançsız diye ayrımcılığa uğradığı günler, artık geride kalmıştır. Sırf başındaki örtüsünden dolayı annelerin çocuklarını lojmanlarda ziyaret edemediği, yemin törenine dahi katılamadığı o kötü günler, artık tamamen geride kalmıştır. Biz kez daha açıkça ifade ediyorum. Bu makamlarda olduğumuz müddetçe, Allah’ın izniyle, hiç kimse o kara günleri bir daha geri getiremeyecektir.Bedel ödeyerek milletimize kazandırdığımız hak ve hürriyetlerin, vesayet heveslileri tarafından gasp edilmesine kesinlikle izin vermeyeceğiz. Demokrasiyi hazmetmekte sorunu onlarla da mücadelemizi hukuk zemininde sonuna kadar devam ettireceğiz.
Adalet hizmetlerinde ülkemizi hak ettiği yere getirmek için yoğun gayret sarf ediyoruz. 23 yıldır “güven veren ve erişilebilir adalet” hedefimizden asla kopmadık. 2002 yılında 9 bin civarında olan hakim-savcı sayımız, 15 Temmuz’da yaşadığımız ihanete rağmen, yaklaşık üç kat artışla bugün 25 bini geçti. Nicelikle beraber niteliğin de artırılmasına öncelik veriyoruz. İlk kez bu sene uygulamaya geçirdiğimiz “yardımcılık” müessesesiyle, hâkim ve savcı adaylarımızın, usta-çırak ilişkisi içinde mesleğe daha donanımlı bir şekilde hazırlanmasını amaçlıyoruz. Yeni modelle Akademi’deki eğitimlerine başlayan 1076 hakim ve savcı yardımcımızı tekrar tebrik ediyor, hepsine başarılar diliyorum. Bağımsız, tarafsız, adil ve etkili bir yargı sisteminin kökleşmesi için bundan sonra da çalışmayı sürdüreceğiz.
İnfaz sistemiyle ilgili zaman zaman medyaya da yansıyan bazı tartışmaları yakından takip ediyoruz.
Vicdanları rahatlatacak, toplumda devlete olan güveni güçlendirecek, özellikle de “cezasızlık” algısının önüne geçecek adımları, Meclisimizle işbirliği içinde mutlaka mutlaka atacağız. 18 Eylül’de başarı ödüllerini takdim ettiğimiz, ülkemizi yurt dışında gururla temsil eden müteahhitlerimizi buradan bir kez daha kutluyorum.
Firma sayısı itibarıyla Çin’den sonra ikinci sırada olduğumuz bu sektörde, inşallah gelirlerimizi de hak ettiği seviyelere getireceğiz.