Avukatlar tarafından tutukluluklarına dair yapılan itirazın ardından ise 5 gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmışlardı. Eylemcilerin, ”soruşturma sürecinde kötü muameleye maruz kaldıkları” iddiaları ortaya atıldı.
Eylemcilerin avukatları İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na iddialarla ilgili suç duyurusunda bulundu. İlk gözaltı sırasında Cumhurbaşkanlığı korumalarının, sonra götürüldükleri İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde de görevli müdür ve polis memurlarının, tutuklandıktan sonra da cezaevi görevlilerinin suçlandığı dilekçede, “işkence”, “nitelikli kasten yaralama”, “cinsel taciz”, “hakaret”, “tehdit”, “kamu görevlisinin suçu bildirmemesi” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarının işlendiği öne sürüldü.
Dilekçede “Fiziksel ve psikolojik şiddet uygulamak, işkencede bulunmak ve tehdit etmek suretiyle müvekkilerin onuruna, manevi bütünlüğüne saldırıda bulunulmuştur” denilerek süreçteki hukuki aykırılıklara dikkat çekildi.
Verilen dilekçede hapishane sürecince çıplak arama dayatıldığı, kadın tutukluların ibadetleri gereği başlarını örtmekte kullandıkları örtülerin kesilerek verildiği ve sonrasında ibadetlerini yerine getirmelerine yönelik bir kıyafet ya da bez temin edilmediği belirtildi.
Yine en temel sağlık ve hijyen koşullarından uzak ortamlarda barındırıldıkları, abdest almak isteyenlere birçok kez lavabo izni verilmediği belirtildi.
Emniyette ve adliyede birden fazla kez darp eylemi gerçekleştirildiği de dilekçede yer aldı.