Davutoğlu’ndan Gerçek Gündem’e Önemli Açıklamalar: İktidara Süleyman Soylu Eleştirisi

Davutoğlu’ndan Gerçek Gündem’e Önemli Açıklamalar: İktidara Süleyman Soylu Eleştirisi

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu Gerçek Gündem Genel Yayın Yönetmeni Seyhan Avşar ve Ankara Temsilcisi Altan Sancar’a önemli açıklamalarda bulundu.

Benim o sözü söylerken kastım şuydu. O cümleyi neden kurdum biliyor musunuz? Aynı gün Erdoğan’ın Ankara’da yaptığı bir konuşmaya kimse dikkat çekmedi. Bizi ima ederek ‘Biz bazı şeyleri açarsak’ dedi. Bunu görünce ben de ‘7 Haziran-1 Kasım arasındaki defterleri açarsam insan arasına çıkamazlar’ dedim. Sebep ne?

2019 seçimleri yapılmış. Doğu’da HDP kazanmış. Arkasından iki ay içinde bir sürü kayyım atanmış. Ben de bir açıklama yaptım. Hâlâ AK Parti üyesiyim. Dedim ki ‘Eğer bunlar suçlu idiyse niye seçime girdi? Eğer bunlar suçlu değildiyseler niye kayyım atandı?’ Bunun üzerine Bahçeli beni hedef alarak o dönemi de biraz ima ederek teröre taviz verdiğim algısını yaratmaya çalıştı. Beni hedef aldı doğrudan. Ve benim partim, AK Parti beni savunmadı. Tayyip Bey de o gün üstü imalı -hani bizim bazı böyle sakladığımız şeyler varmış gibi- bir dil kullandı.

Şimdi bir daha söylüyorum. Kastettiğim şey şuydu. Tarih 23 Temmuz 2015; terörle mücadeleyi başlattık. Ondan bir hafta, on gün sonra ben MHP genel Başkanı ile koalisyon görüşmeleri yaptım, bana ‘hayır’ dedi. Yani terörle mücadele ederken ülkeyi hükümetsiz bıraktı. Gel dedim, geçici hükümet kuralım, kalıcı koalisyon hükümeti kuralım, ‘hayır’ dedi. ‘Ben azınlık hükümeti kurayım, sen bana destek ver, bir hükümetimiz olsun’ dedim, ‘Hayır’ dedi. ‘Anayasal hükümet kurmak zorunda kalacağız, ona bakan ver’ dedim, ‘Hayır’ dedi.

Şimdi birinci olarak Bahçeli’ye veriyorum cevabı. Sen orada köşende otururken ben ülkeyi yönetiyordum ve terörle mücadele ediyordum. Sen ise gelip hükümet kurmama yardım etmedin. Bu Bahçeli’ye. Erdoğan’a da cevabım var. 12 Eylül kongresinden beş gün önce Yüksekova’da 16 şehidimiz oldu. Ben oraya gittim. 12 Eylül’de kongre var. Ben Yüksekova’da askerle beraberim. Terörle mücadelenin içindeyim.

O olağan AK Parti kongresinde ben oradayken arkamdan Binali Yıldırım’la birlikte bana karşı delege imzası toplamaya kalkışıyorlardı. Kastettiğim ikisine de verdiğim cevap bu. Ama şimdi buradan hareketle birileri sanki Türkiye’de hiçbir PKK tehdidi yokmuş; efendim DAEŞ hiçbir eylem yapmıyormuş, ortalık güllük gülistanlıkmış da bütün bu terör bombalama eylemlerini devlet kendi içinde bir şeyle yapıyormuş da ben bunları saklıyormuşum gibi bir görüntü vermeye çalışıyor. Yok böyle bir şey.

Her zaman bunun soruşturmasını yaparız. Tabii ki hesap sormaz mıyım? Gar baskınıyla ilgili bakanları nasıl hesaba çektiğimi, nasıl her soruyu sorduğumu o gün yaşayanlar bilir. Tabii ki onu sorarım. Ama bu şu demek değil. Ortada bir terör tehdidi yoktu da bu terör tehdidini devlet çıkarmış değil. O Diyarbakır’da, Sur’da hendekleri kazıp evden eve geçen tüneller kazıp Kürt vatandaşlarının hayatını zindana çevirenler suçlu değil, devlet suçlu öyle mi?

Exit mobile version