Müsavat Dervişoğlu, 2 Temmuz 1993’te gerçekleşen Madımak Katliamı’nda hayatını kaybeden 35 kişiyi rahmetle anarak, “Cumhuriyet her bir vatandaşımızı milletimizin şerefli bir mensubu olarak eşitler. Dinimiz, mezhebimiz, kökenimiz ve rengimiz ne olursa olsun, milletine, devletine ve yasalara bağlı herkes kanun önünde eşittir.” ifadelerini kullandı. Dervişoğlu, Madımak’ta saldırıya uğrayanların yalnızca Alevi vatandaşlar olmadığını, Cumhuriyetin bizatihi kendisinin de hedef alındığını belirtti.
İki gün sonra Başbağlar Katliamı’nın yıldönümüne de değinen Dervişoğlu, “Orada hayatlarını kaybeden vatandaşlarımızı rahmetle anıyor, terörün her türlüsünü nefretle kınıyorum.” dedi.
Dervişoğlu, Türkiye’nin içinden geçtiği ekonomik krizi de değerlendirdi. “Ekonomik kriz, 85 milyonluk bir ülkenin kaynakları onu sürekli olarak sömüren bir Saray ekonomisi varken düzelemez. 85 milyon insanın kazançları, saraydaki ihale zenginlerine aktarılarak cari açık kapatılamaz.” dedi.
Türk milletinin saraya yamanmış bir oligarşinin, affedilen vergi borçlarına karşılık aldığı nefese haraç vererek hak ettiği refaha kavuşamayacağını belirten Dervişoğlu, hazinenin başındaki Mehmet Şimşek’i de sert bir dille eleştirdi. “Bu kafa iktidardan düşmedikçe ne bu fiyatlar düşecek ne de halkımızın alım gücü yükselecektir.” ifadelerini kullandı.
Türkiye-Suriye ilişkilerine de değinen Dervişoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerini eleştirerek, “Keşke uyarılarımıza kulak verip, doğru adımları daha önceden atsaydı.” dedi. Türkiye’nin demografik saldırı altında olduğunu, sığınmacı ve kaçak meselesinin beka sorununa dönüştüğünü ve hükümetin verdiği bütün rakamlarda yalan söylediğini belirtti.
“Her hafta aklı başında her Türk vatandaşı gibi bu sorunu gündeme getiriyoruz ama her saat daha da ağırlaşan daha tehlikeli hale gelen bir tablo beliriyor. Sizleri buradan uyarıyorum. Çözüme direnmeyin. Çözümsüzlüğü teşvik etmeyin.” dedi.