T24’ten Cansu Çamlıbel’e konuşan İhsanoğlu, “12 Ağustos günü bende laf bitti, o günden beri hiçbir siyasi konuya girmiyorum” dedi.
Söyleşinin ilgili bölümü özetle şöyle:
– Arap coğrafyası gibi bir yerde bir Türk olarak yani İslam İşbirliği Teşkilatı’nın ilk Türk genel sekreteri olarak zor bir iş yaptınız. O yüzden de diplomatlık tarafınız çok ağır bastı. Dolayısıyla şimdi benim siyasetin yakınından geçebilecek her türlü sorularımı bir diplomat gibi bertaraf ediyorsunuz. Ama bunlar sonuç itibariyle tarihe geçecek şeyler ve siz zaten 2014’ten beri hatta MHP’deki milletvekilinin sona erdiğinden beri hiç konuşmadınız. 2014’te nasıl CHP ve MHP’nın ‘çatı adayı’ olmuştunuz orayı bir netleştirelim mi en azından?
Şimdi mesele şudur. 2014’ün başında Türkiye’ye döndük. Ve Türkiye’ye dönerken ben artık gerek içeride gerek dışarıda kültür hayatına birtakım katkılar yapma, eserler yazma niyetindeydim. Tekrar herhangi bir görev alma niyetim yoktu. Ama benim ismim 2007’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylar arasında geçmişti. Siz onu biliyor musunuz?
Ben o zaman Teşkilat’taki görevime yeni gelmiştim. Bir baktık Hürriyet’te, Milliyet’te haberler çıktı. Adalet ve Kalkınma Partisi içinden isimler zikredilmeye başlandı. Hatta hatırlıyorum; Vecdi Gönül’ün ismi de geçiyordu. O haberler çıktığında çok iyi hatırlıyorum Paris’teydim, UNESCO’da bir toplantı vardı. Orada Milliyet muhabiri sormuştu, ben de “Benim gündemimde böyle bir şey yok” demiştim. Arşivlere bakabilirsiniz.
– Bu bahsettiğiniz 2007’de Abdullah Gül’ün adaylığı ve sonrasında cumhurbaşkanlığı seçilmesiyle nihayetlenen süreç. Ve aslında cumhurbaşkanlığı için isminizin ilk AKP çevrelerinde zikredildiğini hatırlatmış oluyorsunuz. Devam edelim ve 2014’e gidelim.
İşte biz Türkiye’ye dönük, yerleşmeye çalışıyoruz. Bu ‘çatı aday’ fikri çıktı ortaya.
– Kimden çıktı fikir?