Erbakan, bu tutarsız tavrı şöyle anlattı:
“Emekliler, dar gelirliler perişan haldeyken diğer taraftan savurganlık hız kesmiyor. Bir yandan kaynaklar bir avuç imtiyazlıya giderken, israfa giderken, faize giderken; diğer taraftan siz milyonlarca dar gelirliye sabredin, şükredin derseniz bu elbette ki olmaz. Önce haksızlığın, adaletsizliğin giderilmesi, paylaşımda adaletin sağlanması lazım. Bir kesimin hakkını gasp edip, onu sömürüp, ondan sonra da sesini çıkartma, otur şükret, sabret dediğiniz zaman bu elbette olmaz. İhalelerle milyarlar maalesef imtiyazlılara aktarılıyor, milyarlar savruluyor. Öbür taraftan emekliye gelince, emekçiye gelince, çiftçiye gelince, fındık üreticisine, çay üreticisine gelince ‘para kalmadı’ deniyor.
Kamu özel iş birliği kapsamında bu yıl 163 milyar lira garanti ödemesi alacak olan 20 inşaat firmasından 8’inin 2023 yılında hiç vergi vermediği ortaya çıktı. Bu sekiz tanenin bazıları hem 2022 hem 2023’te hiç vergi vermemiş. Emekliye gelince bütçe disiplini, dar gelirliye gelince orta vadeli program. Diğer taraflar imtiyazlılara gelince hem beş liralık ihaleyi yirmi liraya alacaksın hem de zahmet verip vergi bile ödemeyeceksin. Bu konuyla ilgili muhalefetin Meclis’te sunduğu araştırma önerisi de her zaman olduğu gibi iktidar kanalının oylarıyla reddedildi. Tam bir AK Parti klasiği.”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın belediyelerin Sosyal Güvenlik Kurumu’na olan prim borçlarının tahsil edileceğini açıklamasına tepki gösteren Erbakan, bunun muhalefet belediyelerinin hizmet yapamaması için atılmış bir adım olduğunu söyledi.
Erbakan’ın açıklamaları şu şekilde:
“İktidar, 31 Mart seçimlerinde Türkiye genelinde Türkiye’nin yüzde 70’lik bölümünde belediyeleri kaybettiler. Şimdi bu belediyeleri kaybettikleri noktada, akıllarına SGK borçlarını tahsil etmek geldi. Peki 20 seneden beri bu belediyeler AK Parti’deyken bunları tahsil etmek neden aklınıza gelmedi? Sizin AK Partili belediyelerinizin yaptığı borçlar bunlar. Yaptığınız bu borçları 20 sene tahsil etmediniz, şimdi belediyeleri kaybedince bunları tahsil etmek aklınıza geldi. Bu son derece samimiyetsiz ve çifte standartçı bir uygulama. AK Partili belediyelerin yaptıkları borçları belediyeler el değiştirince tahsil edecekler. Bu muhalefet partili belediyeleri çalıştırmamak, elini kolunu bağlamak, kilitlemek ve böylece hem muhalefet partilerine, hem de o bölgelerde o partilere oy vermiş olan seçmeni cezalandırmak demek. Siz belediyenin elini kolunu bağlayıp hizmet yaptırmadığınız zaman bundan en zararlı çıkacak olan o bölgedeki halktır. Hizmetler aksayacak.
20 sene bu borçlara göz yumanların şimdi bunları aklına getirmesi samimi ve iyi niyetli bir yaklaşım olarak değerlendirilemez. Yeniden Refah Partisi olarak iktidar gücüyle muhalefet belediyelerini çökertip hizmet yapamaz duruma getirme, belediyelere iş yaptırmama planını açık bir şekilde kınıyoruz ve kabul etmiyoruz. Tabii ki buna rağmen ‘iman varsa imkan da vardır’ anlayışıyla, Yeniden Refah Partili belediyeler hizmete devam edecek. Biz milli görüş ruhuyla 1994’te İstanbul’un çöplerini gençlik teşkilatımızla beraber topladık, ellerimizle topladık. O zaman da kısıtlamalar, engellemeler yapıldı ama milli görüş ruhuyla hizmete hiçbir engelleme mani olamadı.”