Genel af için tarih 29 Ekim mi? ‘AKP-MHP muhalefetle anlaşmak istiyor’

Genel af için tarih 29 Ekim mi? ‘AKP-MHP muhalefetle anlaşmak istiyor’

Müslüm Doğan, 29 Ekim’e denk gelecek bir “genel af” üzerine yürütüldüğü iddia edilen çalışmalar ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Doğan, AKP ve MHP’nin, genel af çalışmalarına muhalefeti de ortak etmek istediğini söylerken, “Hatta MHP’nin de bu konuda ciddi bir noktaya geldiği belirtiliyor. Siyasi suçları da, tırnak içerisinde söylüyorum ‘eline silah almamış, kovuşturmalarda sabit olmayan, tutukluluk halleri devam eden’ insanları daha çok kapsayacak nitelikte, siyasi suçları da kapsayacak bir af beklenmekte. Böyle bir düzenlemeyi kesinlikle Genel Kurul’un gündemine getirecekler” dedi.

Doğan’ın öne çıkan değerlendirmeleri şöyle:

Orada ifade edilen şey genel af. Üç üniversiteden hizmet alındı. Bu hizmet alındıktan sonra bürokrasi de bu raporları aldı, değerlendirdi. Tabii bu işte yasa öncesi ve yasa sonrası bir tür aslında. Nasıl diyelim, toplumsal yaşama bu insanlar dahil edilirken, işte en çok hangi konularda suç işlenmiş, o zeminler nedir? O zeminleri ortadan kaldırmak amacıyla hazırlanan, genel olarak böyle sosyolojik raporlar bunlar. Sosyolojinin ağırlıkta olduğu bu bilimsel raporlarda bu zeminleri daraltmak, suç işleme oranı düşürmek için tedbirler var. Bu nedenle şimdi hükümetin ortaya koymak istediği şey şekillendi. Bürokrasi yasa metnini oluşturmak üzere, oldu-bitti anlamında da görebilirsiniz. Her an ufak tefek değişikliklerle bu, Sayın Cumhurbaşkanına sunulacak. Sayın Cumhurbaşkanı ondan sonra bunu siyaset kurumlarına, Meclis’te grubu olan, TBMM’de temsil edilen siyasi partilere gönderecek. Çünkü şöyle deniyor: ‘Biz bu vebali üstümüze almayacağız.’ Taslağın tamamını tartışmaya açacaklar çünkü siyaset yaparken özellikle yerel seçimlerde bunun kötüye kullanılmaması için iktidar -AKP, MHP- bu işe muhalefeti ortak etmek istiyorlar. Bu konudaki esas çaba bu. Hatta MHP’nin de bu konuda ciddi bir noktaya geldiği belirtiliyor. Siyasi suçları da, tırnak içerisinde söylüyorum ‘eline silah almamış, kovuşturmalarda sabit olmayan, tutukluluk halleri devam eden’ insanları daha çok kapsayacak nitelikte, siyasi suçları da kapsayacak bir af beklenmekte. Böyle bir düzenlemeyi kesinlikle Genel Kurul’un gündemine getirecekler.

Meclis açılır açılmaz hatta olağanüstü toplantı ile Meclis’i toplayacaklar. Eğer bu metni oluşturamazlarsa komisyon çalışması olacak. Komisyon şu anda hemen hemen şimdiden zaten belli gibi. Bu komisyonda yer alacak partilerin tüm üyelerinin ismi belli değil ama hangi partinin ne kadar üye vereceği belli. Hükümet bunu tasarlamış, bu çalışmanın komisyonda ne zamana kadar tartışılacağını ve sonuç alınacağını da hesap ederek büyük olasılıkla toplantıya çağırıp bir ekimde görüşmelere başlamak istiyor.”

Anayasamızda orman suçları genel aftan istisna tutulduğu için bu bile çıkan affın genel af olmasına engel. Ancak şöyle bir şey var, af toplum vicdanını kanatacak. Aslında bunları hiç tartışmaya bile gerek yok. Bunun tamamen yasama organına bırakılması gerekiyor. Yasama organı buna karar vermeli. Ama toplumdaki bir genel af talebi, genel olarak halkın vicdanında olan şeyler bellidir. Ama Cumhuriyet tarihindeki bu genel aflar ilan edildiğinde iyi bir sonuç mu alındı? Tabii ki hiçbir sonuç alınmadı ve tekrar yeni zeminler oluştu. Tekrar yasalarda belirtilen suçlar işlendi. Çünkü ülke toplumsal gerçeği itibariyle önemli bir toplumsal gelişme yaşayamadı. Yani suç zeminlerini ortadan kaldıramadık ama siyasi suçlar meselesine gelince durum biraz farklı. Türkiye’de işte maalesef bir türlü demokrasi zemini sağlamlaştırılamıyor. Her 10 yılda bir darbe dinamiği söz konusu. Sürekli hareket halinde olan bir darbe sistemi çalışıyor – ki şu anda da dinamik. O anlamda, yakın zamanda da gördük bunu. Yani ülkenin siyasal bir sorunu var: Cumhuriyetin bir türlü demokratikleşememesi nedeniyle bu tür suçlar işleniyor? Yine tırnak içinde söylüyorum, ‘Düşünce suçlarının nedeni nedir?’ İşte af, bu ülkedeki demokratikleşme çabasına katkıda bulunacaktır. İnsanlar, siyasetçiler, akademisyenler, ülkenin toplumsal gerçeği, yeni bir demokratikleşme sürecinin yaşanması talebi ile ilgili bir husus bu. Şimdi biz demokratikleşme diyoruz. İnsanlar demokratik cumhuriyet istiyorlar. Cumhuriyet demokratik değil miydi? mantığıyla. Ama biliyorsunuz bir tweet bile insanların cezaevine girmesine neden olabiliyor. Böyle bir ülke yaşıyoruz maalesef. KHK’lar işte malum. Yüzbinlerce insan işinden aşından edildi, terbiye edilmeye çalışıyor. Siyasetçiler, siyaset kurumları bu konuda sürekli baskı altında. Mevcut anayasa, -ki artık 12 Eylül Anayasası’nı bile arar hale geldik- demokratik olmayan bir Anayasa. Hiçbir demokratik sistem çalışmıyor. Şu anda karmaşa var. Hem ekonomik hem de siyasi bir bunalım var. Bu devam ettiği sürece genel af ilan edilse bile -yararlılık anlamında sorduğunuz için söylüyorum- bir yarar elde edilemeyecek. Sadece düşünce suçları anlamında Türkiye toplumsal pratiğine, muhalefetine güçlü bir katkı, Türkiye siyasetine büyük bir katkı düşünülebilir. Ama onun dışında genel afla, ülkedeki ekonomik sorunları çözemezsiniz, uyuşturucuyla ciddi mücadele edemezsiniz. Türkiye’yi bir istasyon halinde tutarsanız elbette ki bu başarıya ulaşmaz. Yoksul halk çocukları yine işsiz güçsüz kalacaktır ve bu toplumsal ilişkiler içerisinde suça teşvik edilecektir, suç işletilecektir. Yani kadın cinayetinden tutun da istismara kadar bu, toplumsal gelişmemizle ilgili bir husus. Kısaca şunu ifade etmek istiyorum: Yeni bir genel af, bir ihtiyaç olarak dursa da bir kazanım anlamında belki bu insanları tekrar toplumsal yaşama katma anlamında düşünülebilir. Üretim süreçlerinde bunların toplumcu yönünü geliştirme, toplumsal hayata katma anlamında faydası olabilir. Ama suç işlememe süreçlerini yaratmak tamamen hükümetlerin, sistemin işi. Ama tam tersi, bakıyoruz ki cezaevleri sayısı artırılıyor. Stratejik plana baktım 10 yıl içerisinde 24 tane cezaevinin daha yapımı öngörülüyor. Yani devlet diyor ki ben bu suçları engelleyemiyorum, yasalarda belirtilen şeyleri engelleyemiyorum. İşte düşünce suçları nedeniyle sizin hakkınızda yanlış bir hüküm kurulmuş KHK’lar ile tek başına kararlar verilmiş, yanlış kurulmuş, hükümler yanlış. Demokratik olmayan kararlardır bunlar. Ama sonuç olarak şunu söyleyebilirim, bir toplumsal yarar anlamında bu çok ciddi bir iş. Siyasi düşünce suçlularının siyasete katılımları ve yoksul halk çocuklarının suça teşvik edilmiş suç işletilmiş insanların toplumsal yaşama katılmaları belki genel affın toplumsal yararı olarak kabul edilebilir.

Yazının tamamı için…

Exit mobile version