Dervişoğlu, Grup toplantısında yaptığı açıklamada, “Türk’ü Türkün sancağıyla vurmaktır söz konusu olan. Ve Allah yukarıda şahit. Bu ülkenin geleceğini, istikbalini, devletin bekasını Devlet Bahçeli’ye karşı savunacak olmak rüyamda bile görebileceğim bir şey değil” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Bugün, vatandaşımızın yakıcı sorunlarını konuşmak ve çözümler önermek için çıkmamız gerekiyordu. Ama görülüyor ve anlaşılıyor ki bugün buna fırsat bulamayacağız. Ne yazık ki; uzun zaman önce öngörerek uyardığım, daha geçtiğimiz hafta buradan ihtar ettiğim “en kötü senaryo” uygulamaya geçmiş; AK Parti-MHP-CHP-DEM partilerinin lider ve yönetici kadroları eliyle gayrı-milli mutabakat cephesi ilan edilmiştir.
Normalleşme çağrılarıyla başlayan ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu niteliklerini ahlaksızca sorgulama cüretiyle devam eden süreç dün itibariyle yanına İmralı ve Kandil katillerini de alarak, Büyük Türk milletinin varlığına açıkça savaş ilan etmiştir.
Tayyip Erdoğan’ı bir kere daha aday yapmak uğruna ihanete el uzatmak düşüklüğüne asla katlanamayız. Biz Allah’a inanır, hürriyetine aşık Türk milletinin cevheri asisine güveniriz.
Adına iktidar demenin bile artık gereksiz olduğu bu yapı tamamen meşruiyetini yitirmiştir. Evet, bu iktidar ve başındakiler gayrimeşrudur. Türkiye Anayasası’ndan aldıkları yetkiyle, görevini yerine getiren tüm kamu görevlilerine sesleniyorum, Cumhurbaşkanlığı makamını işgal eden zat ve onun keyfiyetiyle atadığı amirlerinizle üstleriniz siyasi ortak ve işbirlikçileriyle birlikte devletimizin kurucu değer ve ilkelerine ve Türk milletine olan sorumluluklarını yerine getirmemektedirler.
‘Kanunsuz emir’ ilkesi gereğince bugünden itibaren bu plan doğrultusunda verdikleri emirler de gayrimeşrudur.
Türk’ü Türkün sancağıyla vurmaktır söz konusu olan. Ve Allah yukarıda şahit. Bu ülkenin geleceğini, istikbalini, devletin bekasını Devlet Bahçeli’ye karşı savunacak olmak rüyamda bile görebileceğim bir şey değil. tarihte yaşadığımız en büyüğü ve alçakçasıdır bugün karşımızda olan.
Bayrağında üç hilali taşıyan ömrünü Türk milletinin varlığına Cumhuriyetin bölünmez bütünlüğüne vakfetmiş rahmetli Alparslan Türkeş’in partisini sarayın vesayetine bağlamış işbirlikçiler de bu büyük gafletin içerisinde, korkunç ihanetin sesi olmuşlardır. Ve bundan daha vahim şekilde akıllarını ve izanlarını öyle yitirmişlerdir ki 50 bin insanımızın katilini on binlerce Türk ve Kürt anasının dinmeyen gözyaşlarının asli failini Türk devletini bölme planlarını, İmralı canisi, bölücü başını gazi Meclis’e davet edecek kadar delirmişlerdir. Delilik en hafif tabirdir.