Dervişoğlu, “Yeni anayasa ile başlayan sarayın yeni entrikaları malumunuz etki ajanlığıyla devam etti. O arada tasarruf tedbirleri tartışmalarına başlandı,” diyerek hükümetin anayasa değişikliği sürecini ve bu süreçteki ekonomik politikalarını eleştirdi.
Adalet sistemine de değinen Dervişoğlu, “Elbette bu esnada adalet televizyonlardaki gündüz kuşağı programlarında tecelli ediyor, yargı Ankara’daki yandaş ofislerde dağıtılıyor. Hukuk ise herkesin yüreğini sızlatıyor ama sadece iktidara göre kusursuz işliyor,” ifadelerini kullandı. Bu sözlerle adaletin doğru bir şekilde tecelli etmediğini ve yargının tarafsızlığını yitirdiğini belirtti.
22 yıllık iktidarın bilançosunu da değerlendiren Dervişoğlu, “Tam da bıçak kemiği bile kırıp geçmişken, inatla gündemde tutmaya çalıştıkları sivil anayasa heyulasını 27 Mayıs’ın yıl dönümü vesilesiyle yine dillendirdiler.” diyerek hükümetin sivil anayasa söylemlerinin zamanlamasını eleştirdi.
Eğitim sisteminin de ciddi sorunlar yaşadığını vurgulayan Dervişoğlu, “Maarif sistemi yerle yeksan olduğundan artık okullar tabeladan ibaret kalmış, bilimsel çalışmalar yapılamaz hale gelmiş, dernekler, sendikalar, meslek kuruluşları yok olmuş,” dedi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yasama fonksiyonlarını zayıflattığını, yürütmenin ise yargı işlevlerini üstlendiğini öne sürdü.
Dervişoğlu, erkler ayrılığının kalmadığını belirterek, “Yani tüm erkler birbirine karıştırılmıştır. Kollukta kimin kime operasyon yaptığı belli değildir. Hangi tarikat, hangi cemaat derken emniyet ve jandarma İçişleri’nden alınıp neredeyse Diyanet’e bağlanacak seviyeye gelmiştir.” şeklinde konuştu.
Dervişoğlu, 2018’den beri tek adam rejiminin ülkede hâkim olduğunu belirterek, “Bu milletin başına tek adamlığı siz bela ettiniz. Ayrıca neden şikayet edersiniz ki? Bizleri hayatımızın baharında zindanlara gönderen askeri darbeler sizleri saraylara taşıdı.” ifadelerini kullandı.
Dervişoğlu, yürürlükteki 1982 Anayasası’nda vesayetin hâlâ var olduğunu, ancak bu vesayetin askeri yönetimlerden ziyade yapılan anayasa değişikliklerinden kaynaklı olarak Recep Tayyip Erdoğan’ın vesayeti olduğunu savundu. “Gelin, doğru bir iş yapmak isterseniz biz hazırız. Bu anayasadan bütün vesayetlerin izlerini birlikte silelim. İşe de Tayyip Erdoğan vesayetini kaldırmakla başlayalım. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye adlandırılan Tayyipizm’den Türkiye’yi el birliğiyle kurtaralım,” diye konuştu.
Dervişoğlu, İYİ Parti olarak hayvan hakları konusunda verdikleri mücadeleye de değindi. Partisinin bugüne kadar sayısız yasa teklifi, araştırma önergesi ve yazılı soru önergesi verdiklerini, dernekler ve barınaklarla görüştüklerini, dertlerini dinlediklerini ve çözümler geliştirdiklerini ifade etti. “Hayvan hakları yasası çıkmalı dedik. Kontrol ve kısırlaştırma gerekiyor dedik. Bu hususlarda büyük gayret gösteren öncelikle milletvekillerimize ve emek veren tüm partili arkadaşlarıma huzurunuzda teşekkür ediyorum.” dedi.