Terkoğlu bugünkü yazısında, son infaz düzenlemesine ilişkin eleştirilerine tepki gösteren MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’a yanıt verdi.
Terkoğlu, “Söyleyin Feti Bey, belki gazeteciyim ama yasanın doğrudan muhatabı olan ve yasanın mağdurlarına dokunan ben; konuşmayayım, anlatmayayım, yazmayayım, itiraz etmeyeyim de kim yapsın” ifadelerini kullandı.
Yazının öne çıkan kısımları şöyle:
MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız, dün son yazıma cevap verdi. Örtülü bir af olan son infaz düzenlemesindeki tuhaflıkları eleştirmiştim. Cinsel istismardan cinayete, hangi suçlunun ne kadar yatacağının hesabını yapmıştım. Örnek olsun, cinsel suç işleyen ve 10 yıl alan kişi, 1.5 yıl kapalı cezaevinde, iki yıl da açıkta kaldıktan sonra dışarı çıkıyordu. Buna karşın siyasi mahpuslardan çekini ödeyemeyenlere kadar birçok kişi düzenlemeden faydalanamıyordu. İşin ilginci, 3. sayfa haberlerine hep idam öneren Cumhur İttifakı politikacıları, son düzenlemede de 3. sayfa faillerine ceza indirimi sağlıyordu.
Düzenlemenin mimarı Feti Yıldız, işte bu yazdıklarımı eleştirdi. “Ceza hukukunun konusu suçtur, infaz hukukunun konusu suçludur” diye başlayarak aradaki ayrımları söyledi. İyi de ben İsveç ceza hukuku ile Türk infaz düzenini karşılaştırmıyorum ki. Eğer ceza mahkemeleri cinayete gereken cezayı veriyorsa siz de bu suçun infazında indirim yapıyorsanız fiilen ceza hukukunun sonuçlarına da müdahale etmiş oluyorsunuz. Hele “Bazı suçlar faydalanamaz” demişseniz doğrudan doğruya suçlar arasında seçim de yapmışsınız.
Gelelim asıl meseleye…
Feti Yıldız, bana kinayeli bir gönderme yaptı: “Sayın Terkoğlu’nun dünkü yazısındaki infaz hesaplamalarını, açık ve kapalı cezaevinde kalma sürelerini görünce, yargı dünyamız böyle bir allameden böyle bir cevherden niçin yararlanmaz diye bayağı hayıflandım!”
Feti Yıldız’ın ne demek istediğini anlıyorum. Ben hukukçu değilim. Yine de yargı dünyası benden sıkça sanık yaparak faydalanıyor. Peki infaz düzenlemesi hakkında konuşmam için hukukçu olmam gerekir mi?
“Ne demek istiyorsun?” diyeceksiniz…