DEM Parti, engellilerin toplumda eşit yurttaş olarak kabul edilmesi ve yaşamın her alanında eşit haklara sahip olmalarını savunan bir anlayışla hareket ettiklerini vurguladı. Hatimoğulları, “Sağlamcılık, ayrımcılık, şiddet ve yoksulluğun olmadığı, engellilerin eşit yurttaşlık taleplerinin yaşama geçtiği ‘Yeni Bir Yaşam Mümkün’ diyoruz,” ifadelerini kullandı.
Engelli bireylerin yaşamda, toplumda, yasalarda ve bütçede eşit yurttaşlar olarak kabul edilmesi için mücadeleye devam edeceklerini belirten Hatimoğulları, engelli yurttaşlara bir kez daha söz verdiklerini söyledi. Bu çerçevede, DEM Parti’nin engelliler ve aileleri için insan onuruna yakışır bir yaşamı destekleme taahhüdünü yineledi.
Hatimoğulları’nın açıklamasından öne çıkanlar şöyle:
Küresel hegemonya mücadelesi giderek kızışıyor. Bu kızışmalar birçok yerde sıcak çatışmalara dönmüş durumdadır. Dünya kapitalist sistemin krizi her geçen gün daha da derinleşmektedir. Bu krizi aşmak için oluşturulan ittifaklar ve yeni kamplaşmalar söz konusudur. Ticaret savaşları, enerji hakları, jeopolitik rekabet, yapay zeka üzerinden gerilimler gittikçe artıyor. Soğuk savaştan bu yana en sıcak süreçlere tanıklık ediyoruz. Bu kaosun odağında ise tarihi kırılmaların yaşandığı Orta Doğu var. Bitmeyen çatışma ve savaşların yaşattığı kırılmalar her yerde taşları yeniden, yeniden oynatıyor. Orta Doğu’da düzensizlik üzerine yeni bir düzen ikame edilmeye çalışılıyor.
Maalesef yine savaşın büyük bedelini bölgenin halkları en ağır şekilde ödüyor. Halep’ten Tel Rıfat’a kadar devam eden çatışmalarda on binlerce insan göç yolunu tutmaktadır.
Uluslararası güçlere çağrıda bulunuyorum: İnsani koridorların oluşturulması herkesin sorumluluğudur. Bu arada, İsrail ile Lübnan arasındaki barış antlaşmasının mürekkebi kurumadan, Suriye cephesi kaynamaya başladı. El Nusra ve HTŞ gibi tüm dünyada terör örgütü olarak kabul edilen gruplar, Suriye Milli Ordusu’nun ilerlemesine imkan tanıyan koşullardan faydalanıyor.
Suriye’nin önemli kentlerinden Halep’e giren bu gruplar, çeşitli etnik ve dini toplulukların yaşadığı mahallelerde zorla hükmetmeye çalışıyorlar. Tel Rıfat’a yönelik çete saldırıları da devam ediyor. Bu durumu 2011’den beri izliyoruz ve şimdi bu filmin yeni sahnelerine tanık oluyoruz.
Buradan devlet aklı ve yürütme erkine seslenmek istiyorum. 2011 Suriye savaşına dahil olarak büyük bir yıkımın parçası oldunuz. Yeni maceraların peşinden koşmayın. Neo-Osmanlıcı hayallerinizden vazgeçin. Bu öfkeyle davrandığınız sürece, ülkeyi daha beter bir felakete sürükleyeceksiniz. Orta Doğu’da şiddetin her yayılışı hem Türkiye için hem bölge için bir felakettir. Gelin içeride barış, bölgede barış ilkesini hayata geçirelim.
DEM Parti olarak bölgede yaşanan kaosun hangi güçler tarafından çıkarıldığını, kimin kimden ne çıkar elde etmek istediğini, hepsini biliyoruz. Orta Doğu’da neler olup bittiğini gayet iyi biliyoruz. Bizim mücadelemiz Kürt sorununun barışçıl çözümünden yanadır. Halkın doğduğu topraklarda doyabilmesi ve birlikte bütün farklılıklarımızla ortak bir yaşamı inşa etmekten yanayız. Dünya nükleer savaş tehdidi altındayken çare barıştır. Barış bütün sınırlar için en önemli güvenlik yöntemidir. Biz bu mesajı 2011’de Suriye savaşı başladığı günden bu yana her kürsüye çıktığımızda ifade ettik.