OceanGate kurucu ortağı Venüs’e 1.000 kişi göndermeyi planlıyor

OceanGate kurucu ortağı Venüs’e 1.000 kişi göndermeyi planlıyor

Tahmin edebileceğiniz gibi Guillermo Söhnlein, şu anda Titan adlı denizaltının infilak edip 5 kişiye mezar olması nedeniyle mercek altındaki isimlerden biri. Yine de Söhnlein, yaşanan skandalın insanları “bir yerlere götürmek” konusundaki hırsını baltalamadığını söylüyor. Ona göre insanlık, “yenilik” için sınırlarını zorlamaya devam etmek zorunda.

Söhnlein’e göre önümüzdeki 30-35 yıl içinde 1000 kadar insanı sülfürik asit bulutlarının içinde yaşamak üzere Venüs’e götürmek, 2050 yılına kadar Mars’ın yüzeyine 1 milyon insan göndermek kadar “çılgınca” değil. Bu nedenle Venüs konusundaki planlarının göründüğü kadar uçuk olmadığını savunuyor.

Söhnlein, 2050 yılına kadar güneş sistemindeki Güneş’e en yakın 2. gezegen konumunda bulunan Venüs’e 1000 insan götürmek istediğini belirtti. Insider’a açıklamalarda bulunan Söhnlein, 11 yaşından beri insanlığı çok gezegenli bir “tür” haline getirmeyi hayal ettiğini belirtti. (Yeni Elon Musk’ımız hayırlı olsun diyebilir miyiz? Umarım demeyiz…)

Tek bir sefer dahi tamamlayamamasına rağmen tarihin en ünlü gemilerinden biri olan Titanik, geminin batığına turistik seferler düzenleyen OceanGate isimli şirket aracılığıyla battıktan 111 yıl sonra 5 kişiye daha mezar olmuştu. Henüz OceanGate’in kazasıyla ilgili tüm sorular yanıtlanamamışken dün, şirketin kurucu ortaklarından Guillermo Söhnlein’dan “E pes artık” dedirten yeni açıklamalar geldi.

Bilmeyenler için hatırlatalım: Venüs, güneş sistemindeki en sıcak gezegen. Ortalama yüzey sıcaklığı 480 derece santigrat ve bu, kurşunu eritecek kadar yüksek. Üstelik atmosfer basıncı da Dünya’nın yüzeyine kıyasla 90 kat fazla. Yani Venüs, tartışmasız bir şekilde insanların yaşayamayacağı, hatta yüzeyine dahi yaklaşamayacağı bir gezegen. Ama Söhnlein de bunun zaten farkında.

Söhnlein, Venüs’ün yüzeyinde değil atmosferinde yaşayan insan toplulukları hayal ediyor. Yüzeyden yaklaşık 50 kilometre yükseklikte, sıcaklığın ve atmosfer basıncının nispeten daha düşük olduğu noktalarda insanların hayatta kalabilecekleri uzay istasyonları tasarlanabileceğini, yüz binlerce insanın bu istasyonlarda yaşayabileceğini ön görüyor. (Neden koca gezegeni bırakıp uçak konservelerde yaşamamız gerektiğini biz de anlayamadık…)

Şimdi… Denizaltılar tasarlayıp batıklara turistik geziler düzenlemekle uzay istasyonları tasarlayıp insanları farklı gezegenlere götürmek pek benzer işler gibi görünmeyebilir. Ancak her ikisi de aynı amaca hizmet ediyor: Söhnlein’in insanlığı Dünya’daki doğal sınırlarının ötesine taşıma hayali… Tabii bu hayal, şimdiden 5 kişinin hayatına mal oldu bile.

Exit mobile version