Arıkan’ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şunlar oldu:
“İktidarın yanlış ekonomi politikalarının ağır faturasını 2024’te de vatandaşlarımız ödedi. Milyonlarca emeklimiz ‘emekliler yılı’ ilan edilen 2024’ü açlık sınırının neredeyse yarısına tekabül eden bir ücretle geçirmek zorunda kaldı. Asgari ücretse günden güne artan enflasyonla 2024’ün büyük kısmında açlık sınırının altında kaldı. İktidarın tüm algı oyunlarına, TÜİK’in tüm rakam manipülasyonlarına rağmen ekonomide hiçbir iyileşme olmamıştır. Rant, faiz, yolsuzluk ve ballı ihale eksenli yanlış ekonomi yönetimi bir avuç azınlık dışındaki 85 milyon insanımızı yoksulluğa itmiştir. Meclis’te milletvekili arkadaşlarımızın bütün itirazlarına rağmen, iktidarın oylarıyla kabul edilen 2025 bütçesi de önümüzdeki yılın zor geçeceğini işaret etmektedir.”
Arıkan, TÜİK önünde Erdoğan’a o sözünü hatırlattı: Şimdi patron kendisi, elini tutan yok!
“Ekonomi dışında çetelerin, kadına ve çocuklarımıza karşı işlenen cinayetlerin ve şiddetin sokakları teslim aldığı bir yıl yaşadık. Narin, Sıla, İkbal başta olmak üzere vahşilik ve gözü dönmüşlüğe kurban verdiğimiz masum canlarımız bizlerin uykularını kaçırdı. Yenidoğan Çetesi ülkemizdeki denetimsizliğin nasıl bir vahşiliğe ve yozlaşmaya dönüştüğünü ispatladı. Bu yıl en büyük bedeli maalesef geleceğimiz olan gençlerimiz ödedi. Yoksulluğa mahkûm edilen, mülâkat marifetiyle hakkı yenen, Filistin için eylem yaptığında işkence gören gençlerimiz, hiç hatırlamak istemeyecekleri bir yılı geride bıraktılar.”
“Türkiye’de artık yaşanmıyor, sabrediliyor. Bunu elbette hem rakamlar hem Sayın Cumhurbaşkanının kendisi ifade ediyor. 2024’ün son haftalarında Sayın Erdoğan’ın açıklamalarını dikkatle incelediğimizde hep sabır mesajını görüyoruz. Son kabine toplantısından sonra, son grup toplantısından sonra, son il kongresinden sonra ve yeni yıl mesajında milletimizden sabır, metanet ve anlayış istedi. Türkiye gibi bir ülke sabır ve metanet tavsiyesiyle yönetilemez. Türkiye feraset ve dirayetle yönetilebilir.”
“Sayın Cumhurbaşkanının niçin milletimizden sabır istediğini biliyoruz. Rakamlar artık bıçağın kemiğe dayandığını gösteriyor. Bakınız dün TÜİK enflasyon rakamlarını açıkladı. Enflasyon bir önceki aya göre yüzde 118 gibi rekor seviyede düşmüş. Ne hikmetse bu enflasyon maaşların açıklanacağı aylarda hızla düşüyor. Öte yandan, TÜİK ile İTO arasında yüzde 70; TÜİK ile ENAG arasında yüzde 130 gibi devasa bir fark gözüküyor.”
“Türkiye’de kira artışı bugün yüzde 58,51, gıda enflasyonu yüzde 43,58. Yeniden değerleme oranı yüzde 43,93. Akaryakıt fiyat artışı yüzde 50. Elektrik, doğal gaz zam artışı yüzde 38 gerçekleşti. Fakat maaş zammı bununla doğru orantılı olmadı. Burada ne adalet ne de kalkınma var. Türkiye İstatistik Kurumu Ak Parti İstatistik Kurumu’na dönüştü. Enflasyonu Ak Parti zenginlerinin alım gücüne göre ayarlıyor. Öyle görünüyor ki, iktidarın kendisi de TÜİK verilerine güvenmiyor. Çünkü vergi ve harçlara yapılan zamlar, TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarının çok üzerinde gerçekleşiyor. Biz enflasyonu mutfakta tenceresini kaynatmak da zorlanan annelerden, maaşı eline geçmeden eriyen emekliden, bir ay alınteri akıtıp yine de evine ekmek götürmekte zorlanan asgari ücretliden biliyoruz. Elbette böyle bir ekonomik tabloda sabır istenmek zorunda kalınır. Hesabı TÜİK tutar, faturayı yine millet öder.”